Bir dostum vardı yıllardır görmediğim
Ücra bir köşesinde kentin rastladım dün
Ak düşen saçları çöken omuzlarına inmiş
Uzamış sakalları göğsünden aşağı gitmiş
Yavru deve hörgücü bir kambur sırtında
Selâm verip sual ettim kocamış eski dosta
Yahu muhterem bu ne hal nedir sırtındaki?
Tokat gibiydi cevabı,” çiledir dostum” dedi.
Bu nasıl bir çile, neden, çok mu ağır / kimdir
Bunca ağır yükü sana acımadan yükleyen?
Dedi “ zengin insanlar, fakir insancıklar,
Dertlerini, kederlerini benimle paylaşanlar,
Onmaz yaralarıma merhem aramayanlar.
Sual etmem gerekti yeniden eski dostuma;
Mutsuz musun, mutluluğu tatmadın mı?
Bir kavgaya girer gibiydi, bir volkandı patladı.
“Ölümüne sevmek, ölesiye sevmektir “ dedi.
Sordum, peki ne demektir ölümüne sevmek?
Günahıyla, sevabıyla sevdiğini kabullenebilmek!
Söyle bana dostum sen hiç sevdin, sevildin mi?
Gözleri ateş saçtı “ sevmek bana haramdır, haram”
Derken bir ağaç gibi sallanıyor haykırıyordu.
Sebep ne benim güzel dostum, neden diyordum.
“Beni sevmeyen sevemeyecek birini sevdim ben,
O, sevmeyen sevgiliden başkası bana haram! ”
Dedi, aslan yeleli başını yanan bağrına eğdi.
Dostun bu hazin sevgi öyküsü yaraladı beni.
Dinmez ER / Çeşme / 2012. 01. 08 /
Dinmez ErKayıt Tarihi : 8.1.2012 22:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)