Senin yerinde olmak istemezdim,
Ne sevinçlere şahidsin sanırdım.
Oysaki senin içinde sevinç acıya gebe,
Seni sığdıramıyorum ben kelimelere.
Kimi zaman tanıksın acıyla biten aşka,
Kimi zaman açarsın kucak,
Vuslata matuf aşka.
Bazen bakarım açlıktan dilendirirsin,
Bazen bir dilenciye özendirirsin.
O kadar sıkarsın ki boğazımı,
Düğüm düğüm dizilir boğazıma gözyaşları.
An gelir ki derim görmez İstanbul nede olsa,
Kalabalıklar içinde gözyaşlarım boşanır kana kana.
Ama gönlümde çakan şimşekleri saklayamam ki,
Biliyorsun aşka muhtaç gözyaşları benimki.
Sen tezatların şehrisin,
Gün gelir Aksaray’da şükrettirirsin,
Bakırköy’de şekva ektirirsin.
Bazen konuşturursun sahilde bir dertli gönülle,
Paylaşır insanların derdini elle.
Dalgaların dert dinlemeye yetiyor zannetsen de,
Yetersizsin güzel şehir dert dilemekte.
Diyeceksin dalgalarım derman olmadıysa da,
Mantılarım yaren olmadı mı sana,
Ey güzel şehir çareyi bana fısıldadın,
Derdim bana derman imiş anlattın.
Ah İstanbul yüreğim sıkışıyor
Daralıyorum bunalıyorum,
İnan nazım yalnızca sana geçiyor.
Sen İstanbul nesin bilirmisin,
Pişmanlıklar şehrisin,
Çirkin mutluluklara perdesin,
Durduramıyor içimdeki feryadı araba seslerin.
Diyorum izin versende çıksam Çamlıca’ya,
Avazım çıktığı kadar bağırsam bağırsam semaya!
Yuşa Tepesi koşar mı imdadıma?
Taksim der mi kulaklarım kapalı feryadına?
Alıp gönlümü kız kulesine mi kapatsam?
O zaman acılar geçer mi asan?
İstanbul ne olurki yaralarımı sarsan?
VİLDAN YEŞİLYURT ÇELEBİ
Vildan Yeşilyurt ÇelebiKayıt Tarihi : 12.9.2011 21:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!