Dostum Şiiri - Sezayi Tuğla

Sezayi Tuğla
1645

ŞİİR


12

TAKİPÇİ

Dostum

Bak, bizi bekliyor gemi limanda,
Yolculuk azığı aldık mı dostum?
Bakıver, eksiklik var mı imanda?
Gafletin içine daldık mı dostum?

İsterdik ki, hayat sonsuz olsaydı
Oysaki herkesin tutulmuş kaydı,
Ömür yaprağını söyle, kim saydı?
Yoksa biz sınıfta kaldık mı dostum?

Lüzumsuz işlerle oynayıp durduk,
Ölümü unutup, hayaller kurduk,
Kumarla turnayı gözünden vurduk,
Felekten bir gece çaldık mı dostum?

Bu, kötü niyetler neden ve niçin?
İnsan ol, herkesle hep iyi geçin,
Pişmanlık duyup da helallik için,
Eşe dosta haber saldık mı dostum?

Cihana hükümdar olsak ne yani?
Bu servet geçici, bu dünya fani,
Bizden öncekiler nerede, hani?
Kanayan bir yara sardık mı dostum?

(MART 2008)

Sezayi Tuğla
Kayıt Tarihi : 30.10.2012 16:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


GELİN, KİRPİ GİBİ OLALIM Dostluk ve arkadaşlık ilişkileri; İşte bizi kimi zaman duygulandıran, kimi zaman hassaslaştıran, kimi zaman da sitemli kinayelere beleyen bu duygulara değinmek istiyorum biraz. Nedense çoğunlukla ilişkilerimizde ölçüyü bir türlü ayarlayamıyoruz. Veya kıvamında tutamıyoruz. Bir bakmışsın, yediğimiz içtiğimiz bir olan arkadaşlarımızla küsülü olmuşuz. Her zaman beraber yürüdüğümüz yolumuzu bile değiştirmişiz bakarsın. O kişi hele hele çok sevdiğimiz bir arkadaşımızsa, çocuksu tavırlar takınarak, muhatabımızın bize gelerek özür dilemesi gerektiği bahane ve sebepleri önümüze dökülüverir. Taraflar barıştırılır, kucaklaştırılır. Bu kavuşmaya sebep olanlar mutluluktan uçarlar adeta. Bir müddet sonra unutuluverir müsebbipler. Varsın unutulsunlar, diğerlerinin mutluluğu, onların da mutluluğudur olgun düşünen kişilerce. Dost ve arkadaş seçiminde gösterilmesi gereken titizliği hepimiz çok iyi biliyoruz. Belki de, bir ömür boyu sürecek olan dostluklarımızın korunması için aynı titizlik ve hassasiyeti göstermemiz boynumuzun borcu olmalı. Lise sıralarındayken, müdürümüzün anlatmış olduğu bir misali sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim; (Bu arada, 1969–72 yılları arasında, Gemi Yapı Meslek Lisesi müdürüm Sayın Hamdi Karahasan’ı rahmetle anıyorum.) Adab-ı Muaşeret dersinde, gerçekten bize çok güzel bir “ders” vermişti o güzel anlatımıyla; “Çocuklar, dostluk ve arkadaşlık ilişkilerinizde, daima kirpileri kendinize örnek alın. Yağmur yağarken nasıl ki insanlar koşuşarak bir saçak veya tente altına toplu halde sığınıyorsa, kirpilerde aynı şekilde yağmurdan korunmak için bir araya toplanırlar. Ama aralarında daima küçük bir mesafe bırakırlar ki –dikenlerimiz birbirimizi rahatsız etmesin- diye.” Bu örneği, devamlı yanımızda taşıdığımız not defterimiz olan hafızamıza “kazıyarak” yazalım sevgili dostlar.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Sezayi Tuğla