*
Ülkenin ormanında taze bir fidan,
dalında yaprak yaprak yeşilin tüm renkleriyle muhteşem...
Rüzgara uçuşan
sarı sarı yapraklarla sürüklenirsin sonbahar mevsimine
Rengi soluk
benzi sarı yırtık pantolonlu bir çocuk,çemberin arkasından koşarken
Elinde file,
çıplak ayakla duvarlara tutunarak yürüyeceksin,ülkenin aydınlık gecelerine...
Saçlar dağınık
gözlüğünün camı kırık,
elinde gazete sayfalarını çevireceksin okumadan,aydınlığı kapatan zifiri de...
*
Sıla hasreti düşer aklına elinde şarap şişesi,
şerefine içmeden kör kütük sarhoş olup,sokaklarda sabaha kadar duvarlara yaslanacaksın gözlerin kapalı...
Memleket hasreti
kurşun ağırlığında çökerken deli gönlüne,
sahipsiz çorak toprak misali döneceksin bozkırlara istemeden tan yerinde...
Dumanı tütmeyen köy evleri
yıkık han duvarlarını hatırlatacak hepimize ,
suçluluk hissetmeden,sahipsizlikten yok oldular diyeceğiz utanmadan kendi kendimize...
Ülke meseleleri ciddiye alınmazsa,
göçmen kuşlar rotasını şaşıracak,boran ve tipiye uçacaklar pusulası bozuk düzende...
*
Sorumsuzluklar çayır çimen olup yaylalara dağılırsa,
kapısı açık kalmış ahırlarda hayvanlar yabanda yem olacak kurda ve kuşa...
Büyük balık küçük balığı yutarken derede,
nehirler çağlayan olup süpürecek kanalı olmayan gökdelenleri yokluğa
İnsanlar börtü böcek gibi ezilmeden
kaçışırken oraya buraya,hileli soykalar kaçacak delik arayacak alenen memleket içinde ...
Köylerin modası tarihe mal olmuşsa ülkede,
tarım,ziraat,hayvan,yiyecek ekmeği,pişirilen eti yoksa vatandaşın memlekette...
Yiğit muhtaçtır bir dilim kuru ekmeğe,
cebinde yoktur kuruşu,çoluk çocuk aç yatar ülkenin dört bir köşesinde...
*
Ahlak dersi veriyor adam ülkenin cefakar halkına,
kendisinin bir eli yağda diğeri çiçek bahçesinde Anzer Balı toplamakta...
Utanması gerekenler,
ortaya atar sapık sapık düşünce ve fikirler,ülkede rayına oturmaz bir türlü verilen sözler...
İnsanlar paramparça olmuş düşüncelerinde,
fikirler hapistir zindanlara,
vicdan tutuklu kalmış karanlığa,
tık yok ''dut yemiş bülbül gibi'' millettin
ağzı var dili yok,...
Ser taşır tepesinde içi boşaltılmış,uçkura hapsetmiş tabudur çalışmayan aklı,
bir türlü anlamaz insan eşitliğini...
Sürü sürü yaşar toplum içinde,
verileni yutarken üzerinde kafa yormaz,yuttuğum neydi demeye?
*
Önemli olan nasıl yaşadığın değil,
tabağına alırken emeğini,düşün nasıl koruyacaksın çoluk çocuğun sağlığını,... ?
Ben açım bilgiye sevgiye diyeceksen,
hazır vermezler adama doğru olanı,
arayacak bulacaksın doğrusunu kendi kendine...
Vatanını sevecek,halkını sevecek
saygı sevgi ve hoşgörülü olacaksın,barışı temsil edeceksin ülkende...
Birlik ve bütünlük önceliklidir,
memleket havasını bozmayarak,sahip çıkacak ayar vereceksin sivri diline...
Bu gün söylediğini yarın inkar etmeyecek
yarınlara hazırlayacaksın elindeki olanakları,ülkenin barışına ayar vereceksin sen kendi elinle...
*
Ey laftan anlamaz Allah'tan korkmaz,
sordun mu vicdanına ne işin var orada ,tepede görevini neden doğru icra etmiyor sun?
Yanar döner ipekli kumaş gibi
elden ele kayıp duruyorsun,insanları hop oturtup hop kaldırıyor,
ashabını bozuyor sun?
Gerçeği hayra yormuyor,
hayaline sokulan cenneti olur sanıyor,güveniyor sun yola çıkardığın kervana,...
Bir gün satar seni emperyalizm beleşten bir pula...
Bu korkunç meşakkatli bir gidiştir,
düze varacağını sanma,nihayeti yılan çıyan akrepli bir çöl yoludur.
*
Bu kafayla basarsan havayı,
''dinsizin hakkında imansız gelir'' atasözüyle
elbette biri çıkar çaldırır sana en tehlikesinden çanları...
Halk olarak gördüğümüz bir rüya değil,
bal tutan parmak elbette yalanır,
fakat ülke barışı,birliği ve bütünlüğü söz konusu ise...
Barış dururken ülkede
savaş narası atmak adamın şanına yakışmaz,son pişmanlık yaşanmadan tası tarağı toplamalı,
ülkede barış sağlanmalı...
Komşuda kıyamet koparken
bizde de düğün dernek olmamalı,
sen eline diline beline sahip çıkarsan,toplumda da hoşgörü olmalı...
*
Senem çağlıyor sular gibi derinden,
mevlam korusun ülkemi kötü insanların şerrinden,
Allah aklıselim akıl fikir ihsan etsin her şeyden...
Bu vatan hepimizin barış içinde yaşanmalı,
taşı toprağı kurdu kuşu yabanı ile
Halkımızın gönlünde bayram havası olmalı,
yarınlara güvenle yürekler mutlu ve mesut
ülkenin her yerinde dostluğun keyfini çıkarmalı...
*
15 Ekim 2017 Almanya
Kayıt Tarihi : 19.10.2017 23:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yarım asırlık bir zaman vatanından uzak yaşarsan ,sende anlarsın beni...?

Sizin yorumunuzda bana genç kızlığımda yaşadığım bir anıyı hatırlattı.1967'de yaz tatili başlamış,ben köye dönmüştüm.Dere kenarında büyük bir bahçemiz vardı.Bahçenin ortasında çok büyük bir dut ağacına örkenden salıncak kurduk,içine de minder yerleştirdik.Köyümüzde öğretmen olan ağabeyim,yengem ve ben sırasıyla sallandık.O sırada anneciğim geldi,haydi annem şimdi sıra sende diyerek abimle kucaklayıp salıncağa oturttuk.Annem itiraz etsede dinlemedik,sallamaya başladık.Tam o sırada babam geldi,annem salıncakta,ağabeyimle sallıyoruz.Babam büyük bir öfkeyle bizi azarladı'' kendiniz rezil olmuşsunuz,bari karımı rezil etmeyin diye bağıra çağıra uzaklaştı.''Bu gün bile yazarken mutlu oldum.Anneciğim sayemizde ömründe bir defa salıncağa binmişti,hiç unutmadım.
Bunları bana yazdırdığınız için çok teşekkür ederim,altın yüreklim,yorumunudan onur duydum.Yüreğine ,kalemine sağlık.
Sevgili Filiz kalkışım Çolak,Yorumunu okuyunca çok mutlu oldum,ne mutlu banaki sizin gibi değerli gönül dostlarım var.Sizlerle gurur duyuyorum,selam ve sevgilerimle hayırlı bayramlar diliyorum.
Yorumunuzla beni ve şiirimi onurlandırdınız,yüreğinize sağlık,teşekkür ederim.Selam ve saygılarımı sunuyorum.
Haklı mı? ... Haklı hemde yerden göğe kadar haklı...
Komşunda cenaze, acı ızdırap var ise sen düğün bayram yapamazsın, onun derdine ortak olacak, acısına eşlik edeceksin ki onun acısı paylaşıldıkça azalsın...
Biz anamızdan, atamızdan öyle gördük, öyle bildik... Ama zaman öyle değişti ki... Şimdilerde komşunun ocağını evini kendin yakacak, ateşinde ısınıp el ovuşturacaksın keyif çatacaksın halleri moda... Düşünen yok komşunun ateşinden bir kıvılcım, kendi evininde yanmasına sebep olur diye...
İçeriyi ne sen sor ne ben söyleyeyim halleri... Bir dokunan bin ah işitir halleri...
Günün aynadan yansımalarıydı, gerçeğin sesiydi...
Kaleminize yüreğinize sağlık Sinem Hanım... Saygıyla...
TÜM YORUMLAR (4)