On altı mart Çarşamba;
Geldi bana şiirin...
Tamımıyle doğrudur,
Dostum söylediklerin.
“Nur saçan alevlerden”,
Eser kalmadı şimdi.
Hep kardeşler oldular:
Birbirine yabancı..
İyi bilirsin abim:
Tarihte olanları.
Bazılarının şu an,
Fesattır ğayretleri.
Unuttunmu Silyanda,
Soğan,ekmek yemeyi?
Onlar verdiler dine:
Tam gücüyle emeği...
Böylemi diyor bize,
Mukaddes kitap kuran?
Nasıl himmet eylesin,
Bize Esat-ı kiram? ..
Bilmem nasıl çıkarız,
Buhallerler mahşere.
Başka çaremiz yoktur,
Razıyız biz kadere...
Bir kıtanda diyorsun:
“Ağlarım daim gülmem”.
İşte senin bu sözün:
Dostlara verir elem.
“Heyyaalelfelah “ lafzı;
Hergün okunur dilde.
Muhabbetten eser yok:
Bir çok kararmış kalbte.
Bende çok şahıd oldum;
İhvanın göz yaşına..
Ne tarafa dönersem,
Şeytan çıkar karşıma..
Ne akıncı,ne tuğcu,
Kalmadı pek meydanda.
Mertlerin kıymeti yok:
Şimdi değer namerde..
Benim sitilim abim:
Şiirde serbest vezin.
İyi günler göstersin,
Bize Rabbulalemin.
Ta çocukluktan beri:
Severim seni candan.
Bunlar sana hatıra:
Ğurbetçi Silyanlıdan...
16.03.2004 gece saat 1.30 Almanya
Ali SandıkçıoğluKayıt Tarihi : 19.12.2015 20:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!