DOST
Yalnızlığın öyküsü ağlatır be dostum,
Kalemin durduğu,
Dilin lal olduğu zamanları görürsün,
Zift sarar yüreğini,
Gülmeye takatin kalmaz,
En becerikli asker,
Yalnızlıkla bir saat savaşamaz,
Şehirde ayaklanma başlar,
Canavarlaşır gördüklerin,
Biri kafana vurmadan baltasını,
Diğerinin elinde kalır ciğerlerin,
Göğün düştüğünü görürsün,
Dağlar yürür üstüne,
Son bir hamleyle bedenini atarsın geriye,
Ellerin boşalır,
Son soluğunu çekersin,
Kan dolan yüreğine,
Bir düdük öttürülür, uyanırsın,
Kan çanağı gözlerinle,
Bu son tutacağın nöbet,
Bu son devriye,
Yalnızlık türküleri marşa dönüşür,
Tamtamlar çalar beyninde,
Düzlükler kavisleşir,
Dağlar düzleşir,
Zerre_i miskal umutla,
Dost hasretin gürleşir,
Uzatırsın son kez,
Demirden ellerini semaya,
Belki kadife dost eliyle birleşir,
Tek bir dost, yalnızlığı önüne katar,
Kovar be dostum kovar,
Hem de Kaf dağının ardına,
Ebabil kuşları o zaman gelir,
Bir meydan savaşı ki,
Kan gövdeyi götürür,
Sıvazlayan bir el değerse sırtıma,
Yalnızlık o zaman köleleşir,
Bu öykü ağlatır be dostum,
Sen olmazsan yaralarım depreşir,
Üstüme düşen serçe gölgesi,
Korkularım olur, devleşir,
Gel, dostum gel, beni yalnız bırakma,
Al üstümdeki karabasanı,
Yeni bir gün başkaldırıyor karanlığa,
Gel, gel karanlık yıllarımın ol kutlu sabahı..
Kan Salkımı (2008 Kitabından)
Kayıt Tarihi : 30.8.2008 17:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)