Dosdoğru Olur
İnsan ne söylediğini bilirse, ağzından çıkanı kulağı duyuyorsa sonun olmaz. Bazıları hem ne dediğini bilmez, hemde anlatılanı anlamaz. Böyle olunca da saçma sapan çıkışlar yapar, debelenir durur. Bu şekilde olanların sözüne itibar edilirse felaket olur elbet. Bunlarda ifade özgürlüğü gelişmemiştir. Kendi "Doğru"ları ile yaşarlar ve tüm insanlığın onların doğrusunda buluşması esastır! ? Bu nedenle saçmalar dururlar.
Benim deneyimlediğim bir kaç durum var. Mesela bir yazımı veya şirimi paylaşıyorum; yorumların çeşitliliği, birbirinden farklılığı çok önemli. Kısaca "Tebrikler" diyende oluyor. Uzunca değerlendiren de. Bireyin kendi öz algısı ise sorun çıkmıyor. "Doğru" veya "Yanlış" bulması özgür tercihidir. Benim sıkıntılı bulduğum husus şu; eleman yazıyı yeterince okuyup, anlamamış bile direk şahsa, yazara saldırıyor. Yazıdan anladığı kadar kendi taraf olduğunu sandığı ideolojik görüş ya da dini kanaati neyse onu savunmak adına "Gösteriş" yapıyor. Aynı yazıda bana "Dinci" diyen de oluyor, "Dinsiz" diyen de oluyor. Bunun nedeni açık, birey kendi algısını dillendiriyor. Yazı onun için önemli değil. O taraf olduğu ideolojik görüş ya da dini akım yönünde kendi mesajını vermekle meşgul. Anlamakla değil ki.
Bunu yapanlar aşırı uçlarda! Bakınız tahterevallinin iki ucuna oturmuşlar nöbetle birbirlerini indirip kaldırıyorlar. Birbirlerine ihtiyaçları var. En vahimi de şu; iki uçtan başka yerde duruş olmazmış şeklinde diğer insanları uçlara itiyorlar! Oysa "Orta yol" denge "Sırat" noktası var. Karşılıklı birbirlerini indirip kaldıracaklarına ortadaki direği yükseltseler ikisi de yükselecek hemde birbirlerini indirip kaldırmaları gerekmeyecek denge olursa... Galip ve mağlup davranışını bilirsiniz; aşırı uçtakiler dengeyi kendi lehlerine bozup yukarı çıktıklarında yükseklik onları çarpar ve diğer insanları "Böcek" gibi görmeye başlarlar. Denge diğer taraf lehine bozulunca da yakınmaya başlarlar çünkü önceden "Böcek" gördükleri şimdi onları aynı şekilde görmeye başlamıştır. Bu kapsamda mağlup olanlar çaresizlikten saldırganlaşır veya yalakalaşır! Saldırganlaşanların galiplere gücü yetmediğinden kendine yakın olanlara saldırması sık rastlanır. Bu nedenle kulaklarına çöple değilmez. Kolunuzu ısırırlar mazallah... Bir de sık rastladığım; kişi kendi önemini artırmaya çalışır elbet bu en doğal hakkı; sorun şurada: ilk zamanlar yanında yer alanları kendini önemli bulduğu noktada harcar! Buna "Kıdem basması" denir. Bu kişiler beraberce yürüdükleri insanlar sayesinde yükselirler veya kendi çabasıyla yükselirler, fark etmez; yükseldiklerine inandıkları noktada ilk yanında olanları harcarlar. Bu da sık rastlanan bir durumdur.
Son tahlilde; kişi kendi olmalı, ısmarlama fikirlerle, dolma akılla yol alınmaz! Vefalı olmalı çünkü insanlık noktasında kimse diğerinden önde değildir! Kabiliyetler açısından zaten kabiliyeti olan sivrilecek. Buna dikkat edelim. Yoksa örnek verdiğim tahterevallinin bir ucuna itiliverir, haberi bile olmaz. "Dost acı söyler" derler ama dost "Doğru" söylesin, doğru olsun, acısı başka konu.
Bir fıkrayı da ekleyim bari; yılanla tilki dost olmuşlar, dere kenarına gelince yılan kurnazlık edip tilkiye demiş "Ben sudan korkarım, boynuna dolanıyımda beni karşıya geçir" Tilki dostunun bu isteğini kabul etmiş. Tam suyun ortasına geldiklerinde yılan tilkinin boğazını sıklamaya onu boğmaya yeltenmiş. Tilki yılandan kurnaz, demiş; "Ben fenalaşıyorum, öleceğim galiba; uzat başını da son bir kez göreyim yüzünü, vedalaşalım" Yılan kendinden emin başını uzatınca tilki yılanın kafasını kapıvermiş. Dere kenarına yılanın cansız bedenini uzatmış ve şöyle demiş; "Dost dediğin işte böyle dosdoğru olur! "
Dostluklarımız dosdoğru olsun,
Selametle
Ahmet Bektaş
Ahmet BektaşKayıt Tarihi : 13.11.2012 15:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir fıkrayı da ekleyim bari; yılanla tilki dost olmuşlar, dere kenarına gelince yılan kurnazlık edip tilkiye demiş "Ben sudan korkarım, boynuna dolanıyımda beni karşıya geçir" Tilki dostunun bu isteğini kabul etmiş. Tam suyun ortasına geldiklerinde yılan tilkinin boğazını sıklamaya onu boğmaya yeltenmiş. Tilki yılandan kurnaz, demiş; "Ben fenalaşıyorum, öleceğim galiba; uzat başını da son bir kez göreyim yüzünü, vedalaşalım" Yılan kendinden emin başını uzatınca tilki yılanın kafasını kapıvermiş. Dere kenarına yılanın cansız bedenini uzatmış ve şöyle demiş; "Dost dediğin işte böyle dosdoğru olur! " Dostluklarımız dosdoğru olsun,
![Ahmet Bektaş](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/11/13/dosdogru-olur-yazi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!