mum alevi kesik kesik titrediğinde
damla damla ıslanacak terleyen alev
ipek bir halıya tutunacak buzlu yamaçlardan kayan damlalar
tenleri üşümüş bir portakal gibi kabaracak,
ahlak ve namus tanrıları onlara bakacak.
ve bittiğinde her şey
bu ıslak başkaldırının bir tek hesabı kalacak.
ve her şey bittiğinde birbirlerine sarılarak,
bedenlerinin dinlenmişliğini yastık yaparak,
zaman onlardan habersizmiş gibi davranarak,
hesap başlayıncaya kadar onlara bakmayacak.
gökyüzünde gözleri, dal sürter Ay'a
kapanır gözleri sokulur koynuna
saçları yapışır terli boynuna
“yeniden dön tenime,
yüzünü bana ver, tırman yüzüme
ellerin uzansın her çiçeğime, dokunarak tenime”
'zayisiz çıkmalıyım teninden
bilirim başım ağır, taşımaz göğsün
kalbin kulağımda, biraz sokulayım, derinden gelir sesin
sırtımda dolaşan ellerin, örtsün tenim
sıklaşır sesin, ilk göktaşına binip gelirsin
dudakların boynumda ince bir nefes, titreyen sesin
kalbim itekliyor beni, yüzümü yakıyor yüzün.
bir sarmaşık gibi çoğalırken içinde, dudakların sıcak,
parlak bir tepenin ilk temasıyla irkilirim
belin kopmuş parçası kertenkelenin…
dudakların dişlerime çarpar,
ıslaklığın tenimde serin bir alev
haydi şimdi,
şimdi sözü bırak tüm kaslarına
senin için;
sağa sola, kuzeye güneye, aşağıya yukarıya titreyerek kasılsın
başka bir yıldızdan daha ötelere götürsün hazzın
ben olmayayım,
bırakmasın seni,
ruhunu sarmalayan doruklardaki zevkin.
ben olmayayım,
duyumsa tadını,
gevşediğinde bir yaprak gibi suya bırak
kendini...
bir halka oluştuğunda az ötede, suda
senden önce düşen bir yaprağın halkalarıyla birleşsin, bedenin
açma gözlerini,
dinle şakıyan arap bülbülünün uzaklardaki sesini
düşman olsun bize tüm sorular
olmasın gerçek,
hâyâl olmasın,
nefesin olsun ve kulağıma yapışan terinde sesin,
teninde kokun, tadı kalsın ıslak terli yamaçların
bak doruklardasın...
yıldızlar kayıyor, görüyor musun? ”
Kayıt Tarihi : 31.5.2009 10:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!