Bir garip Vatan yolcusu..
Paslanan bu kalbi sevda nehrine döndüren,
Koca yürekli, dünyalar güzeli sevdiğim...
Merdiven misali tırmanırken hayatın dertlerini,
Edirne'den Kars'a vatanım dı gözlerin doyamadım...
Gönülleri fetheden yağmur damlaları ve
Dikenli yabani otlar arasında bir koku.
Enteresan, ilgi duymamak elde değil.
Çok ender rastladığım bir durum.
Nasıl da boğmuşlar acımasız hayatta.
İyisiyle kötüsüyle
İncecik çizgi birkaç saniye.
Bir kere yolcu oldun mu?
Dönüp bakma geriye.
Bozma uygun adımları
Sen hiç unutkan değildin,
Ziyan olanları da al.
Hayaller ile biriken umutlar,
Gereksiz verilen değer.
En iyisimi sen hakkın olanı al!
Hüküm süren hayatın cilvesini yaşarken;
Muhabbet ile renklenen,
Gözlerinin içine bakarak yudumladığım.
Telveli ve köpüklü gülücüklerimiz olmalı.
Sıcacık esen birkaç fincan nefeste tattığım,
Yaşarken yüce ufukta umudum
Parlayan güzel gözlerinde geleceğim
Sesinin o masum tınısında sevgim
Titreyen kalbim her dokunduğunda
Telaşlı ellerim, heyecanım, ömrüm
Karşılaştığım en güzel liman
Hayretle izlediğim manzaram
Bahşedilmiş doğal sevdam
Dünyalar sensin meleğim
Evreni ısıtır kattığın sevgi
Asılan suratını, mahsun sesin anlatıyor.
Patlamak üzere olan bir yanardağın,
Kabardigi gibi kabarıyor yüreğim.
Uzaklardan! Çok uzaklardan görüyorum.
Ürperiyorum,
korku değil,
Ademoğlu hiç bir zaman,
Yaşam kaynağına sahip çıkmadı.
Ne doğayı anladı, ne de kendini.
Çok iyi bilmesi gereken,
Umut diyarının getirdiği,
Gün ışığında soluyorum.
Toprak kokan, ahşap
Dağ evinin minik balkonunda.
Günler aydınlık olduğu kadar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!