gülümdün sen canım benim
dokununca kanar tenim
feryat benim gurbet sensin
(Öksüz Dede)
bana olan cefa senden değildir
benim kendi bahtım kara sevdiğim
sana meyil vermek benden değildir
gönül düştü nedir çare sevdiğim
(Dertli)
bu gönlüm şehrini seyran ederken
dedi sırrım bana seyran içinde
aşka düştün niçin derman ararsın
aşıklar dert arar derman içinde
(Eşrefoğlu Rumi)
çoktan uğramadım dostun köyüne
o yar kahırlanıp küstü mü bilmem
gelip giden yoktur bir haber almam
benden umudunu kesti mi bilmem
(Devrani)
dilber senin ile yiyip içmedim
yiyip içip ak göğsünü açmadım
fırsat elde iken belin koçmadım
beni öldürmeli dövmeli değil
(Gevheri)
ela gözlerine kurban olduğum
yüzüne bakmaya doyamadım ben
ibret için gelmiş derler cihana
noktadır benlerin sayamadım ben
(Aşık Ömer)
canımın canı nazlı dilberim
mihrabımdır kaşlarının arası
ahu bakışların siyah gözlerin
kalbimdeki yara, onun yarası
(Aşık İbreti)
canevimden vurdu felek neyleyim
ben ağlarım çelik teller iniler
ben almadım toprak aldı koynuna
yarim diyen bülbül diller iniler
(Dadaloğlu)
hayalin gönlümde olalı mihman
gah uslu gezeriz gah divaneyiz
soyunup aşkından olmuşuz üryan
gah mecnun oluruz gah efsaneyiz
(Aşık Noksani)
ela gözlerine kurban olduğum
hep senin derdinden yanar ağlarım
kime arz edeyim garip halimi
ellerin yanında görür ağlarım
(Aşık Kerem)
senin aşıkların gülmez dediler
ağlayıp yaşını silmez dediler
seni bir kez saran ölmez dediler
gerçek mi efendim sormaya geldim
(Karacaoğlan)
nedir bu çektiğim senin elinden
deli gönül daha yorulmadın mı
seni hep aldattı boş hayal ile
yalancı dünyaya darılmadın mı
(Karslı Hicabi)
güzel seni sevdim ancak dünyada
yüzüne baktığım kar bana yeter
dolaştırma beni sema ziyada
bu kadar yandığım nar bana yeter
(Katibi)
biter kırşehir’in gülleri biter
çağrışır dalında bülbüller öter
ufacık güzeller hep yeni yeter
güzelin kaşında keman görünür
(Gülşehri)
dedim dilber didelerin ıslanmış
dedi çok ağladım sel yarasıdır
dedim dilber ak gerdanın dişlenmiş
dedi zülfüm değdi tel yarasıdır
(Erzurumlu Emrah)
yıllar önce açılmıştı aramız
yine bugün hatırıma sen geldin
kabuk tutmuş, küllenmişti yaramız
yine bugün hatırıma sen geldin
(Garip Bektaş)
eski libas gibi aşığın gönlü
söküldükten sonra dikilmez imiş
güzel sever isen gerdanı benli
her güzelin kahrı çekilmez imiş
(Seyrani)
beni başka yerde araman sakın
ben benim içimde varda gizliyim
bana benden uzak değil çok yakın
benimle bir olan yarda gizliyim
(Mazlumi)
saklarım gözümde güzelliğini
her neye bakarsam sen varsın orda
kalbimde gizlerim muhabbetini
koymam yabancıyı sen varsın orda
(Aşık Veysel)
sevdiğim yar bana göndermiş name
rüzgar dokunmamış dal ister benden
bir lezzet olmasın onun tadında
hiç arı görmemiş bal ister benden
(Murat Çobanoğlu)
zalim idin, soğuk idin, kış idin
dağlarında gezdim, yorgunum biraz
çok ağladım, çok dolandım, üşüdüm
seni unutmadım, dargınım biraz
(Aşık Ceylani)
Günün Şiiri EditöryaKayıt Tarihi : 21.2.2013 18:30:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Günün Şiiri Editörya](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/02/21/dortlukler-ii-6.jpg)
Belanı mı ararsın
Belki lazımlık olsan
Bevletmeye yararsın.
Bizim inanımızın hayata bakışında sevgi vardır, aşk vardır; vicdan vardır, insaf vardır; insana insanca değer vermek vardır.
Öyle bir yürek vardır ki bizim insanımızda, savaş meydanlarında yürekli, cesur, yiğit; söz meydanlarında sevgi dolu, incelik – nezaket dolu, yüreğini ortaya koymayı seven ve bilen dil ehli…
Bizim insanımız öyle yüreklidir ki, vatan sevgisini, insan sevgisini bütün ruhuyla yaşar ve yaşatır, dile getirmekten de büyük haz duyar ve dillendirir.
Hele sazıyla sözü bütünleşirse dinlemenin keyfini yaşamak lazım.
Bizim insanımızda öyle bir yürek vardır ki, inancıyla imanını, ilmiyle arifaneliğini birleştirince gönül ehlilerin sultanı, şahı, şehi olmayı fazlasıyla hak eder.
Yukarıda birer dörtlüğü alınan ozanlarımızın her biri bir diğerinden değerli; gönüllüce, dillice, sevdalıca…
Hüznün, ayrılığı, gurbetin en güzelleri dile getirilmiş.
Tasavvufun, İlahi aşkın, rintliğin en alâsı gönül sazının tellerini titretir.
Baharı getirdiniz sayfalara, ozan dilinden…
Sevda getirdiniz güne, arifler gönlünden…
Gönül bahçesinde elvan elvan çiçekler açtıran SEÇİCİ KURUL’a teşekkürler.
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun.
Sağlıcakla…
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
Sensiz gönül garip, yıkık virane
Mecnun olup gezer, yürür divane
Söyle babana istemesin başlık;
Söz keselim düğün olur şahane
Osman NURANİ///10/04/2013
Bir gün değil her gün ismin anarım
Bazen üstüne yük fazla sararım
Kibirden gururdan sen ki uzak dur
Kim gelirse gelsin çatar yorarım
Osman NURANİ///10/04/2013
olursa bu bagi kimler has eder
baginda gullerin eksilmesin dost
malum temiz havlu kirli kese der
keseden maksadin dokulmeli kir
girmisken abdest al ederek zikir
o yarde olsaydi akilla fikir
ayagi altina beni mes eder
mest eder kasi yay kirpigi oksa
cokmudur arada burnumda koksa
kiymetli nurani oldunmu yoksa
arada bagirir insan ses eder
TÜM YORUMLAR (14)