Dörtlükler.. Şiiri - Seyfeddin Karahocagil

Seyfeddin Karahocagil
641

ŞİİR


33

TAKİPÇİ

Dörtlükler..

Hazırlamışlar kızağı,
Gözünü aç gör tuzağı,
İnanırım çıkarırlar,
Öküz altından buzağı

Sevmeyen gözler bakışmaz
Kardeş kardeşle takışmaz
Kem söz ağıza yakışmaz
Nezaket kat derim sana.

Ne şairler geldi gitti
Bir çok şeyi hayal etti
Günler geçti ömür bitti
Arkasında emek kaldı.

Bir zamanlar şair azdı
Pek azı da gür avazdı
Senteziyle malkoç yazdı
Bize güzel demek kaldı.

Yahudi’nin Zulmünde canım Mescidi Aksa
İnim inim inliyor Yaralı esir gibi
Müslümanlar tınmıyor Kâbe’yi bile yaksa
Ne zaman çıkacaksın Selahaddin Eyyubi

Ustalar yan yana boyutlar üşür
Şiirler dörtlükler beyitler üşür
Yaş yetmiş beş seksenine varınca
Nufustaki kayıt kuyutlar üşür

Fırtına değilsin rüzgâr değilsin
Karayeli işgal etme ayıptır
Ahuzar değilsin efkâr değilsin
Sazda teli işgal etme ayıptır.

Âlemde geçerli bir pul değilsen
Hakka âşık olan bir kul değilsen
Seherlerde öten bülbül değilsen
Açan gülü meşgul etme ayıptır.

Bazen hattat bazen yazan demişiz
Bazen akıl bazen izan demişiz.
Yüzümüz çevirip Yüce Mevla’ya
Esirgeme bizden rızan demişiz.

Her an hasette ve kinde
Yolunu gösterip dinde
Ama ihanet içinde
Olanlardan davacıyım.

Akçanın kıymeti mi kuruşundan bellidir
Güzelin edeplisi yürüşünden bellidir
İrade nazarıyla bakınca anlaşılır
Yiğidin iyisi de duruşundan bellidir.

Önü açık çakalın da kurdun da
Bunu anlatmaya yetmiyor kelam
Nereden türedi bu kadar belam
Sızlattın yaramı birden vurdun da.

Dünya bir han derler değiliz hancı
Anlık konak yeri işte bu sancı
İftira değil mi dertli dünyaya
Bence asıl beni Adem yalancı.

Kara bahtı yıkar belki
Eskilerden bıkar belki
Belki bize çıkar belki
Bak falına bak falına.

Hasıma çamur atarak
Geçmişini unutarak
Tozu dumana katarak
Şakşak eyle alkış eyle.

Diyorsun ki ne oldu da böyle benzin sararmış
Bu dünyada dönüp duran değirmene sorsana
İşte onun un tozları her bedeni sararmış
O anlatsın gelip geçen şu zamana sor, sana.

Şiir duygu yansıması
Her çeşit sineye uymaz
Âşıkların gönül sesi
Yüreği sağırlar duymaz.

Beşerin iç dünyasında
Rüzgârlar şiddetli eser
Ondandır ki bünyesinde
Bırakır kötü bir eser.

Adem oğlu garip mahluk
Ya insandır ya da davar
Aptallık parayla değil
Neylersin fıtratın da var.

Hırsızın ustası ve hem cambazı
Pireyi gösterip deveyi çalan
Bazen tilki olur bazen de tazı
Yediği içtiği gezdiği yalan.

Geçmişini arka cebine koyan
Haramı helalı teklifsiz yiyen
El âleme dönüp hırsız var diyen
Bulunduğu yeri eylemiş talan.

Koskoca dünyada tektik
Gül yerine diken ektik
İşte bu gaflet yüzünden
Neler çektik neler çektik.

Geçmiş özlemiyle yandık
Yıllar geçti zor dayandık
Talih döndü gaflet bitti
Elhamdulillah uyandık.

Söktük attık dikenleri
Tanıdık ya ekenleri
Artık millet seçer sanma
Laf atıp yağ çekenleri.

Hemen açığa vurur
Duyguları eğlemez
Dikkatli bakan görür
Gözler yalan söylemez.

İsrail uşağı darbeci Sisi
Medeni sayılmaz mahlukun pisi.
Firavun dirilmiş Musa nerede
Ejderha kesilen asa nerede.

Olmaz kul kabinde ne kin ne haset
Aklın kılavuzu olsa feraset.
Nerde dedirtiyor baktığın zaman
Koca yaşlı dünya sevgiye hasret..

Bu geniş dünyada sakın dar olma
Olmayan dertlere hiç düçar olma
Hayata güzel bak karamsar olma
Demez misin dostu üzer gibiyim.

Seyfeddin Karahocagil
Kayıt Tarihi : 22.5.2015 19:11:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Seyfeddin Karahocagil