Dört heceli kelime se vi yo rum

Şahin Ertürk AŞIK BORANİ'NİN YENİ KİTABI Aşık Borani (Halil Çimen) dördüncü şiir kitabını biz okuyucularına sundu. Adem'in Aynası (2006, Çorum) adını taşıyan eser 191 sayfadan oluşuyor. Şiirlerinin beraberinde, Borani hayatına, dünyaya bakış açısına ve şiir anlayışına ait açıklamalarını içeren, ikisi kitabın başında, diğeri de eserin sonunda olmak üzere üç düzyazısı bulunuyor. Bu durum Aşık'ın okuruyla, şiirleriyle birlikte, düzyazının imkanlarını da kullanmak kaydıyla buluşmayı amaçladığını gösteriyor. Bence yerinde bir tercihtir. Çünkü; Ozan'ın sanatıyla sanat anlayışı gibi konularda araştırma ve inceleme yapılırken birinci elden çıkan söz konusu metinler son derece değerli kaynaklardır. Borani, kitabına çok güzel bir isim koymuş: Adem'in Aynası. İsmin çağrıştırdığı duygular, düşünceler, insanlık halleri kucağımıza yığılıyor. İnsanın yaratılışından günümüze kadar tarihin kaydettikleriyle birlikte kaydetmediklerinin tümü önümüzde birikiyor. Ayna, sanatta çokça kullanılan bir unsurdur. İnsana ve dünyaya ait görüntüleri yansıtır, yani verir. Ancak görüntünün oluşması, yansıması yetmez; ona bakanın görme yeteneği ile gördüğünü anlama ve yorumlama bilincinin, yani iradesinin bulunması gerekir. Borani, hemen hemen bütün şiirlerinde insanoğlunu böylesi bakışa çağırıyor. Kültür ve edebiyat tarihimizdeki değerlerimizi anarak davetini zenginleştiriyor. 'Bahçe biziz, gül bizdedir,'anlayışıyla Türk kültür ve düşüncesinin insana verdiği önemi yorumlamaya çalışıyor. Kitaba adını veren Adem'in Aynası şiirinde (s.149) Borani coşkulu dilini yine sevgi için kullanıyor: (….) Hele bir çöz dilleri derinliğine Birleştir Yunus sevgisinde Gör bak neler olacak Aşkın çiçekleri suladığı gün (…..) Hiç daralmadı gönlüm sevdadan yana Ben sevdiklerimi Hak için sevdim Sevda ateşini yaktıkça yaktım Sevgiye razı oldum Takdiri insanlığa bıraktım Türk şiiri bütün birikimiyle sevgiyi, muhabbeti aşk derecesinde ele alıp işleyen bir üsluba sahiptir. Yunus Emre'den Mevlana'ya, Hacı Bektaş-ı Veli'den Aşık Veysel'e, Fuzuli'den Yahya Kemal Beyatlı'ya kadar binlerce şairimiz milletimizin yaşadığı acı tatlı olayları, durumları şiir sanatının inceliklerini güzelce kullanarak sevgi üzerine sayısız eser vermiştir. Kısacası bu alanda hem geleneksel, hem de modern şiirimizde mükemmel bir birikime sahip olduğumuz rahatlıkla söylenebilir. Borani'nin şiirlerini okurken aşkın-sevginin yüceltilişini gördükçe kültürel zenginliğimizle dünyaya bakışımızdaki iyimserliğimizin gücünü bir kez daha anladım. Aşkı Öğrendin(s.55) isimli şiirinde Borani iç değişiminden söz ediyor: Bülbül güle gücenmedi küsmedi Aşkı bülbül ile gülden öğrendim Ömür boyu muhabbeti kesmedi Aşkı bülbül ile gülden öğrendim Borani çalışkan ve verimli bir ozanımız. Okumayı, araştırıp incelemeyi sevdiğini biliyoruz. Çekva'da (Çorum Eğitim ve Kültür Vakfı) 06 Nisanda düzenlediğimiz Sanat Dostları toplantısında Aşık Şekip Şahadoğru'yu anarken Borani'nin anlattıklarını dinleyince, aşıklığın gereği olan saz ve sözle üreticilik düzeyinde ilgisinin yaklaşık kırk yıl öncesine uzandığını öğrendim. Adem'in Aynası isimli kitabı onun bu birikimini belgelemektedir. Kendisini kutlar, çalışmalarının devamını dilerim.