İlk sel atalar görülen evreni öylece geçmişten beri var olagelen sıralamalı bir durağanlığın, değişmezliğiyle anlıyorlardı. Ceylan kaçıyor aslan kovalıyordu. Gök gürlüyor kendisi titriyordu. Bu sıralamalar ilk sel atalar için durağan ve değişmezlikti
Kendisinin korkması ve titremesi nasıl yıldırımı şimşeği gök gürlemesini vermiyorsa, teolojik basıncı oluşacak çevresel etkiler de dini ve tanrı anlayışını vermiyordu.
Kolektif güç dışında ne arabayı siz yapıyordunuz. Ne de arabayı yapan güç evrene teşmil edilir tek güçtü. Arabayı yapan güç, evrensel işlerge üzerinde fizik, kimya, kuvvet yasalarıyla kolektif özneydi.
İstersem ağaca tırmanıyordum. Öyleyse beni ağaca tırmandıran vardır, mantığı daha baştankara bir mantıktı. Sizi ağaca tırmandıran bir kurt kovalaması ya da açlığınızın meyveye olan eğilimi ise, sizi tırmandıran güçteki enerji işlergesi evrene teşmil edilecek bir eserden müyesser teolojisi değildir.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta