Sunu ya da kurban, temelinde ilksel oluşun teoloji davranışı değildi. İlk sel oluştaki tutumlar olsa olsa teolojik davranışın ancak bir parçasıdırlar. Sunu ilk sel ataların doğa karşısındaki korku ve sevincinin ifadesi değildi. İlk sel süreç içinde de böyle bir sunu yoktu.
Sunu ilk sel dönem içinde ortaya konan groteskilik gibi parça teolojinin, süreklisi değildi. Sunu kolektif davranışın sonucuydu. Hem de sunu "üreten ilişkiyi ortaya koyan kolektif sürecin işiydi". Bu aşamada sunu bir şeye tapma da değildi.
Ve ilk sunu, ilk sel dönem içinde değil de üreten dönem içinde ortaya kondu. Yamyam barbarların (üretemeyen grupların), üreten gruplara saldırması sonucunda ortaya kondu. Üreten bir grubun daha önce barbarlara saldırmaları gibi yamyamların da üretenlerin kendisine neden saldırdıklarını üreten grup yine kendi eski tutumlarından biliyorlardı.
Yamyamlar kükreyen doğaya karşı, kükreyen doğanın öfkesini teskin etmek için sunuda bulunmalarını bırakın, yamyamlar ne bulurlarsa yiyemedikleri için; hazır buldukları karşı sosyal gruplara da saldırıyorlardı.
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek