Dört Çeyrek İki Yarım Bir Tam...

Bir kum saati aldım bugün kendime..
Rengine vuruldum en önce,sapsarı..
Sonra mevcudiyetsizliğindeki o kocaman başkaldırıya!
Onun tekelinde bu düzen..
Düzen mi dedim ben!

-Bir deli oyunu bu, akıllı masalında-.......

Denedim!
Bir şeyleri ona bağladım..
Eve gidene kadar bitecek,
Zaman geçicek..
Kumlar bitene kadar kanayan yaram duracak,
Bir daha çevirdiğimde her şey unutulmuş olacak!

Ondan mı en uzun vadelisini aldım..
-Yine kendimi mi kandırdım! -

Aslında bitmene niyetliyken her adımım,
Başladığım noktaya sebep daireler mi çizdim!
Ondan mı dönüyor böyle başım....

-Aşk seni vurur
Döner
Döner
Yine vurur! -

Kalemimin sana inat bembeyaz düşler gibi aydınlık sayfayla buluşmasından hemen önce çevirmiştim saatimi..
Kelimeler çoğaldı,
Kumlar azaldı!

Dört çeyrek,
İki yarım,
Bir tam...
Zaman doldu!

Ama, yetmedi!
Bir yolunu bulmalıyım diyorum..
Bir yolunu bulmalıyım ve fatihi olduğum bu coğrafyanın içine sığdırıp da seni en büyük hükümdar edasıyla belirlemeliyim ömrüne biçilen sana an bana hayat zamanı!

Sus dilim,
Küs yüreğim,
Vazgeç kalbim...
Kapan gözlerim,
Unut sözlerim,
Ağlama artık en içerim!

Ne kaldı ki geriye...

En fazla birbirinin izinde,
Canından yaralı,
Seni anlatmaya yeminli biraz kelime..
Yeminlere düşman tövbekar biraz cümle..
Bir iki ünlem,
Bir çok soru işareti,
Biraz da üç nokta......

Ne kaldı ki geriye...

Çevirdim işte yine,
Aldım saatimi geriye!

Dört çeyrek,
İki yarım,
Bir tam...

Sonra hepsi geçecek! ! !