Sen, Ben, hasret ve aşk
Dört bilinenli denklem
Çaydanlık, demlik, ateş ve dem
Onlar da senle ben gibi
Yudumlamak istersen tadını
Demlemelisin sabırla çayını
İlk demde burcu burcu kokar
Damak zevkidir çay, aşk tadında
Yaşarken, içerken yakar
Her ikisi de…
Çok bekletmeye gelmez
Buruklaşır tadı bekledikçe
Kavrulurken aşkla Ege sıcaklığında
Nerden bilecektim Rize dağlarında
Aşkım gibi tomurcuklar veren, yemyeşil
Çay bahçeleri varmış, aşk tadında
İlklerinde hep tomurcuk halleri
Emekle yoğrulmak kaderleri
İçinde saklı reyhanlar
Demlendikçe ortaya çıkar tatları
Koparılmakmış tomurcukların
Burkulmak, kararmakmış
Ortak kaderleri
Bendeki kara sevda gibi
Yudumlamak için tatlarını
Çaydanlık, demlik gerekli
Senle ben, bir de...
Yakan ateş…Hasret gibi
Kayıt Tarihi : 24.5.2006 09:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yıl 1996 yanılmıyorsam ve lise tahsilimin ardı sıra ilk kez şiirlerimin beğenilmesi ve daha o genç yaşta bir yerel edebiyat kültür gazetesinden teklif gelmesi sonucu gazetenin sahibi ve yayın müdürü A.H bey ile görüşmeye gittiğimde merakımı gizlemeyerek o beyin işini sormuştum. Bana Emekli Fizik öğreticisi olduğunu söylediğinde şaşırmıştım. Çünkü bana göre Edebiyat sözelcilerin işi idi ve sayısal ağırlıklı ve fen dersleri ile uğraşanlar tabir yerindeyse duygusuz olur ve Edebiyattan anlamazlardı. Oysa Fen kelime anlamı itibariyle de “bilim” anlamına geliyordu ve şiir de aslında bilimsel bir sanattı. Öyle ki matematikçi, muhasebeci yada müşavir, kimyager , biyolog her neyse bu alanla meşgul olan kişilerde gayet güzel şiirler yazabilir ve edebiyat adına büyük başarılar katabilirlerdi.
Dört bilinmeyenli denklem. Ama bu bilinmeyenler bizim bildiğimiz x,y,z değil. Zaten öyle olduğunda bilinmeyen denklem adlarını belirlemek zor olacak. Matematiksel bilgilerimiz dahilinde bizim elimizde ki denklem verileri aynen şöyle; “sen,ben , hasret ve aşk” . BU profilden bakıldığında denklem sayısının çoğaltılması da pek mümkün. Fakat şair aslında ŞİİR’i en üst merciiye alarak onu matematikle süslemekle kalmamış ona yer yer tarihle beraber coğrafik ara notlarını da katmış. Hal böyle olunca da SEVDAZAN bu geniş çerçeveli şiiri tadına doymadan defalarca okumaya ve ardına yaslanıp içinden geldiği gibi şiir hakkında ki görüşlerini yazmaya hiç üşenmemiş .!!! (SEVDAZAN ben oluyorum))
Ege den Rize’ye geçerken dahi bilinmeyenlerini şiirden ve duygusundan ayırmadan ve kendi bilinmeyen dörtlüsünü ateşle dem’le çayla bütün hale getirip birleştiren şair şiire gereken demi vermekle kalmayıp okuyucunun da canını çay çektirmiş.
Fakat bunca övgünün ardına şunu da belirtmek isterim ki şiirde çay ve çayla alakalı diğer benzetimler aşırı sıklıkta kullanılmış. Öyle ki “sen,ben,hasret ve aşk” denklemleriyle başlayan şiir ilerleyen kıtalarda sanki bir çay özlemini anlatırmışcasına bir havaya bürünmüş. Kendi denklemleriyle çay bahsini kıyaslama yapmak güzel ama kanaatim ikinci bahis kısmının en fazla iki kıta ile anlatılması ve şiirin başlığı da olan o dört denklem üzerinde devam etmesi idi. Hatta her kıtaya birer denklem yerleştirip arada da bir hadi bilemediniz iki kıta ile benzetimler yapıldıktan sonra şiir bitirilebilirdi. Burada çok güzel başladığını düşündüğüm bir şiirin sonlarında biraz hayal kırıklığı yaşadığım sanırıjm aşikar oldu. Hiçbir şiir üzerinde şiir yazıldıktan sonra değişiklik yapılması taraftarı olmadığımdan bu şiir için değişiklik yapılmasını değil aynı bilinmeyen dört denklemi anlatan ve onların üzerinde yoğunlaşılmış bir şiir yazılabileceğini acizane hatırlatarak öneriyor ; başarılarınızın devamı ile birlikte mutluluklar diliyor ve tebrik ediyorum....
Mustafa Çelebi ÇETİNKAYA®
Dört bilinenli denklem
Çaydanlık, demlik, ateş ve dem
Onlar da senle ben gibi.
teprik ederim güzel şiirlerinizden dolayı
salim erben
Sagıyla.
Şeyhmus Sait Aydın
TÜM YORUMLAR (9)