Güneşe çekilen perde
İsyankâr kelimelerin çıkmaz sokaklardaki naralarıydı
Lades tutuşan aydınlık ve karanlığın
Kutlamasıydı kısaca.
Veya söz meseleseydi ağır ağır yüreğime sızan
Beni Nisanın içinde gerdanımdan vuran
Repliklerle doluydu yalnızlık
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
çok güzel..tebriklerimle..
Bazen yaşam...,denilse ve gerisi bize bırakılsa sözün; neler neler yazılırdı acaba? Bu sorunsalın yansıması var sanki şiirde.Bazen'i yok saymaya dönük soluklanma ise şiirin finaline son nokta olarak düşülmüş.Her şeye yeni bir bakışla...Konuyu dağıtmayayım...Sanki güç geçilen bir sürecin replikleriyle dolu şiir.Duygusal geçişlerin birbirine ilintilenerek çözümlemenin toparlanmasından anlıyorum bunu.Yaşamı algılayış gerçekliği içinde yazmış şiirini Zeynep Nilgün.Yer yer kırılma sesleri dışa taşıyor dizelerden.Söze dökmeye değer hüzün de bir tarafa.Sessizliğie ve boşluğa sesten daha çok değer verecek kadar bir isyan var söylemde.Sonra gel git'ler...Denge boşluklar doldurularak eşitlenmiş ve sağlanmış.İşimiz okumak.Metnin tutarlılığı olduğu sürece okumada kalmak gerekiyor.Kendine özgü biçeminin olanaklarından çokça şey katmış şiirine Zeynep Nilgün...Özgün söyleyişler,organik duygu,duyuş,duyumsayış tümlemeleri,imgelemler....Üstünde ayrıca uğraşmak gerekiyor bazı yaşamların.Şairin işi gücü de o zaten...Nasıl söylesem; yaşamak gibi,yaşanıyormuş gibi tasarlamak ve lirizmle özdeşleştirebilmek!Söylenmek istenmeyen şeylerin dışarıda bırakıldığını sandığım bir şiirdeydim....Kutluyorum Değerli Zeynep Nilgün'ü....Nicelerine.Erdemle.
Özyapı işte...
Ne kadar sert eserse essin kırgın güz yelleri... Bir yanında hüzün dalgası, öbür yanında bahar coşkusu...
Kolay mıdır iki zıt kutbu benliğine sığdırabilmek? Belki de hiç olanaksız, boşuna bir çabadır... Ama dedim ya baştan, 'yapı güçlü' ise, o kadar mümkün ki...
Beklentilerin gerçeğe dönüşmemesinin temelinde, o beklentiyi neden olanın karasızlığı olmalı... Yaşamın içinde beklenmedik muştular kadar, terslikler, hesapta olmayan sorunlar da vardır...
Eminim 'niyetin saflığı' anlaşılırsa, o tür aksamalar soruna dönüşmeden ortadan kalkacaktır...
Şiir de böylesi bir karmaşayı anlatıyor... İyi ki 'umut' hep var...
Kutluyorum Nilgün Hanım..
Bu kadar güzel mi sitem edilir?...İncitmeye kıyamadan içini döküyor şaire. Sondan başa gelmek istedim bu şiirde:
Mevsim hala baharsa, sorun yok, varsın yağmurlar. Nisan yağmurları berekettir. Belki de silip götürür Nisandaki yarayı.
O güzelim gür saçlar acıları saklamak için değildir. Suya söylemeli acıları, alıp götürsün onları uzak denizlere sular...
Veya söz meseleseydi ağır ağır yüreğime sızan
Beni Nisanın içinde gerdanımdan vuran
Repliklerle doluydu yalnızlık
Seni anlattığım gecelere ihanetti
Umutsuzluk, kırılganlık ve şafaksızlık
Bunun için
Düşlerimin gözlerine mil çektim
Güzleri sınırsızca harcadım kederle.
Hayat çoğu zaman yanlış anlaşılmadır. O yüzdendir kırılmalar, tükenmeler. Umutsuzluk, kırılganlık ve şafaksızlık olmamalı Zeynep Nilgün şiirlerinde. Eskisi gibi, umut, mutluluk akmalı dizeler taa okura ulaşan.
Kutluyorum bu çok içten şiirini sevgimle canım... Nicelerine....
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta