Donmuş An Şiiri - Hakan Karaduman

Hakan Karaduman
250

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Donmuş An

KUM TANECİKLERİ (Auschwitz- donmuş bir an)

Azalıyor, elimden bir şey gelmiyor, zamanın peşine takılmışlar,

Aşağı doğru, toprağa doğru; bazen tek tek, bazen topluca kum taneleri aktıkça akıyor…

Akıyor, azıldıkça içimde sonsuz bir yolculuğun hafiflemesi başlıyor

Saymaya çalışırım kaç kum tanesi artık beyazlanmış öğütülmüş,

Hareketleri yavaşlamış, yorulmuş…

Arkadan gelen ölüm heybetli, güçlü, elinde kırbacı

Hizaya çeker, hoyratça aşağı iter yorgun kum tanelerini

En son düşecek kum tanesine saklanırım, panik gözlerim,

Bencilce bir benzetmenin içine girerim, acılarımın abartıları

Ölümümü kutsaması için;

Tanecikler benden koparken,

Sayıları hızlıca azalan, tenimin tanecikleri, beni beklerken

Tam o anda,

Nasıl anlatsam, o zamanın durduğu bir anda, kendimi "nazi toplama kampında" görürüm

Bembeyaz tenine sarmış bedenimi, hava soğuk,

Ölüm kampının gaz odasına yürüyoruz,

annem ve ben

Askerler iterler, daha çabuk, daha çabuk odaya, mesaimiz bitmeden

Annem ve ben çırılçıplak, benim minik bir yüreğim varmış, sesinin hızı korkunç!

ölüm odasına yüzlercesiyle merdivenlerden aşağı yürüdük ölmeden

Annem beni gaz verilmeden önce, o kadar çok kucağında sıkınca…

nasıl huzurlu bir ölüm verebilirim diye düşünürken, sıradan, benim PEMBELEŞMEYE BAŞLAYAN yanaklarımı,

az önce, çığlıklar, dehşet yaşama haykırmamdan,

az önce,

Daha soğuk merdivenleri iyice şımartmadan,

gaz odasına girerken,

Saniyeler binlerce parçalara bölünürken;

Terhisi gelmiş ama çoktan unutulmuş,

‘nazi askeri, onurunla savaş!’ denilen yaşlı bir asker,

Sanki yaşama yürüyoruz gibi, annemin kucağındayken beni

Sanki bir bahar günü çiçekler açmış, kuşlar çoktan şarkılarına başlamış gibi,

Güneş inadına şımarık, inadına bize gülümserken

Sanki o köle asker için bir bahar günüymüş gibi

Yanaklarımı okşayarak şefkat vermişti pembeleşecek yüzüme dokunurken...

Ne ölümü, ne yaşamı, ne de ölecek annemi nede birazdan beni;

Sadece o an,

Soğuk, çıplak, sıcak arayan elinin parmakları yüzümde son kalandı aklımda kalan

Bir iskeletin üzerine giydirilmiş insan derisi,

benden önce öldüğüydü geride kalan.

İrkilirim o an

yaşama refleksim gevşer.

Soğuk gece, kar yağmadan düşer soğuğa

İşte böylesi bir şefkat ile,

Okşamak isterim ölecek zamanı annemin elinden...

Durup öylece acı hırsızlığı yaparım; annemden çalarım

Sıra bana yaklaşmakta, annem panikte, son tanecikteyim

Havayı tokatlamış ses yeniden patlıyor, ne gece nede gündüz:

Ölüm genç, delikanlı, güçlü ve kararlı,

Son kum tanesine saklandığımı o da biliyor,

Acıyarak bana bakıyor ben düşerken aşağıya

Neydi farkın diğerlerinden, seni özel yapan ne?

Gevşemiş kırbacını elinden bırakırken, neydi sahi?

ACILAR HIRSIZI!

diye...

sorar

bana;

Acıyarak bakar bana.

Hakan Karaduman

Hakan Karaduman
Kayıt Tarihi : 9.7.2025 00:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!