eski bir evin yüksek tavanlı
eksik odasında kalsak seninle
gece olsa dışarda, utansa perdeler
renkler göz göz uyansa çerçevelerde
biraz önce parlatılmış olsa
marifetli ellerde yeniden doğarak ahşap
cıvıltılı bir ninniyle sallasak
ayağımızda solgun halıyı
tozunu alsak sonra
koklasak
cam kavanozları gıcırdayan kapaklarından
yorgun bir dolap dursa tam da karşı köşede
ama biz hiç yorgun olmasak
do kapısından usulca girip
lap kapısı gibi kapansak içeri ani
dipsiz rüyalar dizsek dikey L raflarına
bize bir hâl olup
hemhâl olup
kapaktaki ayna sırrına bulandık derken
katlanmış gün ışığında bulutlara dolansak
kazısak yeryüzüne yaşamanın izini
Kayıt Tarihi : 7.7.2011 22:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
iki kanat-ismet özel
bizim ahşap evimizin kapısı kastamonu'da
iki kanatlıydı. biri
hep kapalı dururdu kanatların
ardında demir dayak.
gece olur
karanlığın haşyetinden kapanırdı tek kanat.
boyasızdı tahta kapı
bu yanıyla güvenirdim ona.
yıl elli üç. üçteyim. dövüşmek üzereyken bir yaşıtımla
malenkof! diye bağırmışım öfkeden patlayarak
zavallı arkadaşım
hiç bir şey anlaşılmayan bu telaffuz karşısında
şaşırıp kaçtı bağıra ağlaya.
sonra kızlar geldi
bir kanadı açılmayan
boyasız kapının önündeki betonda
rond yaptılar ve raspa oynadılar:
raspa raspa ras
kore'ye mektup yas.
TÜM YORUMLAR (1)