Dönence Masalı Şiiri - Muzaffer Koç

Muzaffer Koç
45

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Dönence Masalı

Çağları kırdık.
Dayandık kapısına bugünün.
Dilsizliğimizin surlarına tırmandık.
Kendimizi asacağız.
Hüküm, kadı madı ve hakime ne gerek!
Halit Çelenk'i çağırın.

Çıkardım
dün gayya kuyusuna kapattığım sözcükleri.
Ham, genç ve anasızdılar.
Topladım
yenidenleşmeye alışmamış kalemimin ucuna.
Hangi arka bağlasam şu delirmeyi.
Öykü mü, şiir mi?
Masal mı kussam morinalar gibi.
Pencere vuruluyor.
Baktım, çıt yok gecenin vitrinsiz güvertesinde.
Yalnızca balkonun yarıehli, yarıvahşi teknesinde
kımıldaşmalar.
Masallar oturmuş çay içiyorlar.
Çocukluğumun anaforlu üstüaçık masalları!
Sözcükler,
saksıda kurumuş kamelyanın kasislerine sıralanıyorlar
acele acele.

Vakvaksız velvelesiz.
Şiirler soyunuk.
Yıldızlar somurtuk ve donuk.
Hem yıldız dediğin de ne!
Akşam çiçek açar, tezömürlü, göstermelik.
Sabah örtünüp mavi yorganını, pusar-uyuşur.
Yani gökyüzünün gecekızamıkları.
Akşam ser, sabah topla.

Tam kapılırken anaforuna masalların.
Tam salıverirken delirme dalgı-kuşlarımı masallara.
Diyor ki susuz saksı:
'Artık birşey yazmasan da olur.
Çoktan basıldı start tuşuna yokoluşun.
Şimdilerde herkes doydu oku-yazlara, bilmelere.
Söylesene doların kilosu kaça!
Kaç gramıyla kaçbuçuk kalemtutan satın alınır!
Sen bunları hesapla...
Ne işine yarayacak kullanılmadan örselenmiş şiirler,
yarınkaygusu, insan minsan, onur monur! ..'

Haklı değilsin eyy susuz saksıpaşa!
Kırıp kalemi...
Tüm sözcükleri tanıksızsorgusuz asıyorum...
Savuruyorum boşkağıdı genzine aymaz gecenin.
Kimseler sonçanı çalamayacak.
Kimseler sonsözü söyleyemeyecek.
Kullanılmamış şiirler bile.
Henüz yazılmayanlar bile.
Belki sonsöz hiç olmayacak
olamayacak!
Einstein nane yemiş: Çünkü
formüllerin ve göreceliklerin karşısına
çoktan kondurulmuş sıfırlar.
'Çoktaan basıldı start tuşuna yokoluşun'
diyor saksı paşa…
anlamıyor musunuz?

Kendimi dikkayadan anaforlara uçuruyorum.
Şükür rahatladım!
Oh da oh ooh!
en insanca davrandım.
Hoşkalın ağaçlar, kuşlar!
Hoşkalın okyanuslar kaynaklar suakmalar sutoplanmalar!
Hoşkal sevgisinden tutsağı olduğum hörgücüm doğa!
HOŞÇAKALMA ey insanoğlu!
Haramolsun sana bu dünya!

Nah şuraya yazıyorum ben bugün:
İnsan mahlukunun
ilk ayaküstüne dikildiğinde söylemesi
gereken ilksözü
Ölümüne başladın insanoğlu
ölümüne başladın!
Kendi kanından kan araklamaya başladın.
Kendi başlangıcınla başladı kendi sonun!
Yıkıl insanoğlu yıkıl-adalet yerini bulsun.
buna layıksın!
HOŞÇAKALMA ey insanoğlu!
Haramolsun sana bu dünya!

Kırıp kalemi-sözcükleri asıyorum...
Tüm sözcükleri tanıksızsorgusuz a-sı-yo-rum...
-Halit Çelenk çağırsak mıydı!
Son arzularını sözcüklerin duysa mıydı! -
'Hayır! ' diyorlar sözcükler, ' hayır!
İzsiz-velvelesiz olupbitsin herşey.
Boşveeer! ' diyorlar, 'kim okuyupbilecek.'
Sevinçlerinden avukat bile istemiyorlar.
Öyle ya çığlıksız solar çiçekler.
Sözcükler huysuzlanıyor gecenin rahminde.
Bir boşkağıt dönüyor.

İmsiz, isimsiz.
Tek derecik yok çehresinde.
Dönüyor
kendimi
uçurduğum
anafor
dönencesinde.
Dönüyor...
dönüyo...
dönü...
Tek derecik yok çehresinde
Çığlıksız solar çiçekler
çığlıksız...
çığlık...

Muzaffer Koç
Kayıt Tarihi : 5.6.2008 10:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Aşık Alemi
    Aşık Alemi

    Hos bir siirdi kutlarim Dostum guzellikler sizinle olsun saygilar***Tam Puan***

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Muzaffer Koç