Dönemem Şiiri - Hüseyin Gezer

DÖNEMEM// Hüseyin Gezer Çağırsan da gelemem Burda uzay gemileriyle oynuyor çocuklar Sürünemem bayırlarında kayarak emekleyerek Unuttuk harmanlarını dostluklarını Şaka şenlik söylenen sözlerini Unuttuk karasapanın peşinde Atol aradığımızı Tuzlayarak yediğimiz kuzukulağını Turşusunu yediğimiz kımisini Bayram sabahında güzelim bişileri Oyuna çevirdiğimiz yoksulluğumuzu Sultan Nene'nin taş fırınındaki arpa ekmeklerini Köyümün patateslerini Özlemini çekmiyor insanlar Bir lokma ekmeğin Koptuk o eski doğal yaşamdan Kul olduk tutsak olduk duvarlara Bir konutu var herkesin başını sokacağı Döner merdivenleri ahım şahım olmasada O ölü gözü yanan çıra kütüklerimizi unuttuk Selam olsun çıra kütüklerinin saçtığı ışıklara Burda elektrik yanıyor evimizde Çıra kütükleriyle aydınlanamam Zorluyor kulak zarlarımızı diskoların müziği Söyleyemem uzun hava keçi yollarında Geçiyor arabalar asfalt yollardan Kanat çırpıyor uçaklar zorlu kartallar gibi Arayamam derelerinde kıratı yitiripte Hüsnü tozdan topraktan şaka üretecek Hepimiz güleceğiz Dünümüz orda kaldı Hüsnü ile birlikte Topraktan kalkan tozlara karışan gülüşlerimizle Temizleyecek dereler kirlerimizi Temizler ponalar gecenin bütün pisliklerini Gece aşarız dağları Korkumuz karanlıklar ihbarcılar Seçedil’den güneş doğar emeğimize yükümüze Yükümüzdedir alınterimiz emeğimiz Dönemeyiz geri istesekte bin kere Dön desende yok faydası dönemem Düştük sıladan uzak gurbet ellerine// Hüseyin Gezer DÖNEMEM Çağırsanda beni Gelemem Kedat Uzay gemileriyle Oynuyor çocuklar Sürünemem artık Kayarak Dizlerimin üstünde Emekleyerek Bayırlarında ki beyaz Topraklarında Unuttuk Harman yerlerini Şaka şenlik söylenen Sözleri Bir horoz yükü Mal varlığımızı Hurçlarımızı Köçlerimizi Unuttuk Delidüzleri mesken İnsanları dost Doğduğum toprakları O dostlukları Dostlar unuttu Biz unuttuk Karasapanın peşinde Atol aradığımızı Kuzukulağını tuzladığımızı Turşusunu yediğimiz kımisini Yoksulluğu oyuna çevirdiğimizi Bayram sabahında Kapı kapı topladığımız O güzelim bişileri Sultan Nene'nin Taş fırınındaki Arpa ekmeklerini Özlemini çekmiyor İnsanlar Bir lokma ekmeğin Aşıramam patateslerini Taco'nun Koptuk o eski Doğal yaşamdan Kul olduk Tutsak olduk Dört duvar arasına Bir konutu var herkesin Başını sokacağı Döner merdivenleri Ahım şahım olmasada Edinemem harmanını Yurt O ölü gözü yanan Çıra kütüklerimizi Unuttuk Burda Elektrik yanıyor Evimizde Çıra kütükleriyle aydınlanamam Zorluyor kulak zarlarımızı Diskoların müziği Söyleyemem uzun hava Bokosman'a giden yolda Geçiyor arabalar Asfalt yollardan Kanat çırpıyor uçaklar Zorlu kartallar gibi Arayamam derelerinde Kıratı yitiripte Çatıldı bir kere Köçlerimiz Dönemeyiz geri İstesekte bin kere Dün Kedat Bu gün Suloban'ın İncearap Yellenecek Hüsnü Toz kalkacak topraktan Gülecek bütün köçler Temizleyecek ponalar Bütün pisliklerimizi Gece aşacağız Seçedil'i Yükümüz külek Kolopa Yükümüzdedir alınterimiz Emeğimiz Korkumuz bakımcı Mühendis Yangıncı İhbarcı Yok faydası Korkunun ecele Dön desende Çatıldı bir kere köçlerimiz Dönemem Hüseyin Gezer/ Şavşat