Bir bebek ağlaması sevinç yumağıyla,
Coşkuyla sallar bağları, yaprakları.
Umut olur yüreklerdeki yangına, su olur.
Geleceğin köprüsü, yarının ışığı olur.
Evlerin tüten dumanı olur.
Mutluluk törpüsü hep kalpleri alır götürür.
Ufacık ellerinden tutulur, sarılır ta yüreğine,
Yavrusudur, ciğeridir, ömrüdür bu can,
Gülse de ağlasa da gerçeğidir yaşanan.
Ne bilirdi ki akşamlar meyhanelerde sonlanacak,
Bu gülen yüzler bir huzurevinde ağlayacak.
Hiç geleni yok, pek çok gideni.
Saplanıyor geçmişi bir hançer gibi,
Söküyor canını canından.
Ağıtları boşuna değil, aramayan oğluna, kızına.
Şehir nere, köy nere, sıla nere, gurbet nere?
Kırışmış yüzünden yaşlar süzülmüyor,
Ot tıkadılar göz yaşlarına, taş attılar pınarlarına.
Sığıntı yaşamak zormuş be, madara olmak daha da zor.
Gücüme gidiyor dargın günler,
Ağırıma gidiyor çalınmayan kapılar.
Kahrediyorum ama silip atamıyorum,
Et tırnaktan ayrılır mı?
Diyemiyorum “yavrum, kuzum, canım”,
Diyememek ne zor be, nefesine yaşamak daha da zor,
Zorların oyunu bu dönemeçte,
Elbette bitecek bir gün bu soluk nefes de.
Aldanıp da ağlamayın “anamdı, babamdı” diye,
Gelmediğiniz günlere sayın.
En çok neye üzülüyorum biliyor musunuz?
Şeker bile veremedim torunuma,
Ne garip be anne! ..
Kayıt Tarihi : 27.9.2005 19:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!