gurbetin yelleri farklı esiyor
içimi yakıyor nefes kesiyor
Sılanın lodosu beni bekliyor
neden gurbet neden hasret bitmiyor
Dönelim ceylanım bizim illere
gittiğim gurbetten dönemiyorum
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Hasreti özlemi anlatan güzel bir duygulu şiir yüreğine sağlık
Ozan Mıkdatı ve Ozan Sentezı. MSN dertleşmesi (Gurbet)
Gel gidelim yurdumuza
Bura bize göre değil
Bakmayalım ardımıza
Bura bize göre değil..........Ozan Mikdati
Ne aradık da ne bulduk
Hazan gördük de döküldük
Hurda şeklinde söküldük
Bura bize göre değil.....Ozan Sentezi
Eller bize kem bakıyor
Hem öldürüp hem yakıyor
Elem keder gam ekiyor
Bura bize göre değil............... Ozan Mikdati
Hangisini desem sayıp
Dertleri ortaya yayıp
Çoluk çocuğumuz kayıp
Bura bize göre değil..............Ozan Sentezi
Ne çalıştı ne okudu
İlim değil boş o kutu
Kim kaldırır bu sükutu
Bura bize göre değil............... Ozan Mikdati
Estikçe bir gizi çıkar
Melhem dersin sızı çıkar
Her kapidan nazi çıkar
Bura bize göre degil..........Ozan Sentezi
Der Mikdati işte böyle
Şimdi köle oynar beyle
Uzak kaldım bizim köyle
Bura bize göre değil............... Ozan Mikdati
Sentezi der niye geldim
Kendimle belaya kaldım
Girtlağıma kadar doldum
Bura bize göre değil..................Ozan Sentezi
Míkdat Bal
ÇOK GÜZELDİ HAFİZE HANIM.ŞİİR YÜREKLİ DOST PAYLAŞTIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER...
'dayanmıyor artık bu can uzakta
yüreğimde tüten hasret dumanı
gurbet kurmuş yolumuza tuzağı
gözümüz görmüyor artık uzağı
kaldım gurbet elinde zay'oldu ömrüm
gel dönelim yağmur gözlüm gurbetten
Gidelim ceylanım bizim illere
Gurbet Meleği
SEVGİ VE SAYGILARIMLA
Çok çok güzel yazılmış bir eser.duygulanarak yorumladım efendim.kutlarım.selam ve saygılarımla.
can ablam ne guzel dile getirmisin biz gurbetcilerin ozlediklerini anlatmisin yuregine saglik diliyorumsaygi ve selamlarimla ablam yasari hollanda....
gidelim ceylanım bizim illere, gurbet merhem olmaz bizim derdimize, yanan gönül kor olur da vermez bir tas su elimize,
güllerinin rengi değmez gözüme, kokusu sinmez yüreğime, bülbülü söylemez türkümüzü de, gidelim ceylanım bizim bahçelere,
sılada toprak yeşillere bürünmüştür, arasında papatyalar boy bulmuştur, gelen geçenler yokluğumuzu unutmuştur, hadi ceylanım gidelim köyümüze.
Hafize Kılıç Hanımefendi hiç abartmadan bu antoloji camiasının mümtaz kalemlerinden...Vakur duruşu ve insana ve insanlığa bakış rengiyle...İyiki varsınız nur melek...Saygı ve dua ile...
Hafize Kılıç Hanımefendi hiç abartmadan bu antoloji camiasının mümtaz kalemlerinden...Vakur duruşu ve insana ve insanlığa bakış rengiyle...İyiki varsınız nur melek...Saygı ve dua ile...
tebrikler.sabah sabah baya iyi geldi desem yalan olur.zira içinde gurbet olan ne varsa hep hüzünde orda vardır.sizde o gurbet sözünü, şiirin içine ustaca serpiştirerek,bir anlamda ustalığınızı konuşturmuşsunuz,kutlarım.ilhamın bol,kalemin daim olsun.
baki selam.
Çok güzel.Gurbetin kahrı çekilmez .hüzün acı keder vardır .en kısa zamanda dönmek lazım.çok güzeldi kutlarım saygılar Yavuz Ağır
Bu şiir ile ilgili 13 tane yorum bulunmakta