Hani sen halkına sevdalıydın?
Hani yoksulun yanındaydın Abdul?
Ölüme bile meydan okuyordun sözde!
Ne denli çabaladığını anımsar mısın şimdi
örgütün tepelerinde yer tutmak için
ve o gücü sana verecekleri uyutmak için?
Ben o zaman da biliyordum
çıkarın için onurunu satacağını!
O zaman da biliyordum
dikensiz bir yaşam uğruna
fışkıları yatak yapıp üstüne yatacağını!
Sonunda yolunu buldun Abdul.
Sattın yoldaşlarını
onurunu sattığın güçlere.
Tutundun omuzlardaki yağlı hörgüçlere.
Sözde sömürüyle savaşırken
özünde kulağının arkasını arka ayağınla kaşırken
sömürünün ambarında buldun kendini!
Artık varsıldın…
Yalana dolana
maskeli devrimcilik günlerinde zaten alışmıştın.
Hakkını yememek gerek
dersine hakkıyla çalışmıştın!
Hiç de zor olmadı yoksul insanları kandırmak.
Dişlerinden tırnaklarından arttırdıklarını
umutla uzattılar kirli ellerine.
Aldıkça iştahın kabardı
iştahın kabardıkça aldın.
Onca emeklinin küçücük umutlarını çaldın.
Bir zamanlar “faşist” dediğin
mafyalaşmış çeteye dayadın sırtını
döndürdün ihanetle kurduğun doyumsuz çarkını!
Gördün mü suların aynasında sülükten farkını Abdul?
Umut hep var.
Umuda giden yollar dar.
Umuda giden yolların yamacında kar var.
Çığ olup akar üstümüze.
Oysa
özgürdür tutsaklıkla savaşan
adı kurban da olsa!
Yıkılır bir gün hoyrat kaleler
koruyanı tufan da olsa!
Güller neden hep karanlıklarda açar?
Neden karanlıklar güneşten kaçar?
Ve neden güvercinler uçar yüreğimizde?
Bu soruların yanıtıdır yarınlar.
Barış ırmaklarında paslanacak bir gün
kanlı kılıçları koruyan çelik alaşımlı kınlar.
Ve sen Dönek Abdul
ve senin gibiler
güneşten kaçan zifir karanlık gibi inlere çekileceksiniz.
Tüm pisliklerinizle
lağımlara döküleceksiniz.
Haydar Bibinoğlu
Kayıt Tarihi : 3.3.2007 20:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Not: Yaşanmış bir olayın öyküsüdür.
Kutluyorum
sevgiyle hocam
Orhan ÇAPAN
TÜM YORUMLAR (45)