kâinatı dinler
dolunay yakalarım sağanak yağmurlarda
ödünç alırım zamansızlığı bilinmeyenden
yarına ait bir düş olmamak kararım
düne dair olmadığım gibi
yerim yok anlamsız gösterilerde
gönderirim şenlikçileri
sığınırım bir küheylân kalbine
..
gecelerden
dolunay bu gece
gökyüzünde hırsız var
soyuluyor gök çırılçıplak
geç kalmış bir duygu hakim
kapatıyorum gözlerimi
kendimi kaçırıyorum geceden
ay delice koşuyor gökyüzü öksüzlüğünde
..
kopartsam hüznünü yatırsam göğsüme
tutsam ellerini yok etsem bu dönme dolap duyguyu
üşüyen ruhuna yağmur olsam
tomurcuğa dursa tenin
işte o zaman kıskanırdı bizi depremler
yeryüzünün bütün atları dörtnala koşarken yüreğinde
biliyorum ne çok sevdiğini beni
ah! bir de kaderimiz bilse
..
- Kuzey Osetya, Beslan’a…
ne kundakçılar gördüm, ne intiharlar
ağaçlar budandı mevsimsiz
kan tozuna bulandı nice yazlar
aşklar vardı günlük ayazlarda donan
sokağa terk edilen ayrılıklar
aşklar vardı gözyaşı nehirlerinde
piranalarca ciğerleri parçalanan
..
akışına bırakmalı geceyi
akarına
aşkı yazmalı
yeşertmeli dünyayı
girmeli yepyeni bir âleme
arınmalı düşünce
yola koyulmalı basitten mücerrete
talana verirsem kendimi
..
iyi şiir tek
yok benzeri
şelâle oluyor yürek iki dize okuyunca
gökyüzü
gümbür gümbür
:
doğuyor şiir
yaralı kuşun esintisinde
bir çöl geçiliyor boydan boya
..
goncalar dökülüyor ketumiyetinden bekâretin
iğfal dayanılmaz boyutta
pazaryerinde çığlık var
melekler ağlıyor omuz başlarımda
hayra yoruyorum
saçımı okşatarak bir daha
dolunay yüzlü
ay bakışlı sevdaya
..
soluyor gül
paslanıyor tuval
sönüyor resim
gökyüzü rengini kaybediyor ansızın
yitiriyor anlamını
küsüyor dolunay
köşe başında çığırtkan bir ölüm
cam kırıklarında söndürüyor nefesleri
çürüyor yaşam
..