mehtabı seyrettim dün gece
ellerimle tutup tüm yıldızları
libas gibi çektim üstüme
düşler gördüm yarı uyanık
ayan beyan gözlerimde hayalin
mahsun bir tebessüm yüzünde uyurken
eğilip öptüm yüreğinden
lezzeti bir ömür gelen
dolunay kıskandı dudaklarını
..
duygular akarken yürekten yüreğe
şiirler okundu kulaktan kulağa
buluşma noktası kırıldı sohbetin
dolunay kızlık evresinde
yıldızları öptü dudaklarından
koştu gecenin alaca karanlığında
gözler sevişti hislerle durağan
ağaçların arasında buldular gölgelerini
yakaladım yakalayacağım derken
..
dolunay gecelerimde
sevdan düşer yüreğime
gamzelerin kipriğin ok
aşk kanar içten içe
yarama tütün basarım
sesinin titreşimlerinde buluşur
sana dokunurum nefesimle
üşüyen yalnızlığım adına
ceryana kapılır tenim
..
seni büyüttüm yüreğimin denizinde
yüzünü büyüttüm fikrimde
yanakların dolunay
gözlerin yıldız
sesini büyüttüm sesimde
sevgini büyüttüm kalbimde
arzularım içilen suyun tadında
dudaklarını özledim ince ve narin
kollarım sarmalarken özlemle
..
Bir fırtınayla başlar her şey
Aşka yenik düşmüş kumsallar bilir
Denizde çıplak ayak gökyüzünde dolunay
Umuda yolculuktur hayallerde gurbet
Gecelerin çığlığında şahin uçar
Telden tele konar name taşır
Çekmeyen bilmez bu acıları
Özlemdir hasrettir yürekte gurbet
..
candan'ın evi mavi boyalı
toroslara açılır baş kapısı
kırmızılar içinde çıkar avluya
bahcesinde fesleğen iğde ağacı
ısırgan otuyla dağlayıp günü
akşam sefasına dalar her gece
çatısızdır gece yıldız düşürür
yalnızlığı emer karanlıklarda
..
bir resmin izdüşümüydü
yola düşüren gözler
çılgın düşler de aşk
papuç bırakmamak için hayata
bütün gözler üzerinde
ilk kez kendi için bir şey yaptı
deli dolu aptalca
sürüklenip yüreğinin peşinden
..
Yasemin kokuları bıraktın bana
Geceyi gündüze bağlayan anlarda
Yalınkılıç yıldızlar ve dolunay
Sersem olmuştu ve de sarhoş
Aklım zatım benden yoksun
Kırık dökük sözcükleri birleştirdim
Anıların içinden seni doğurdum
Akdeniz lodosuydu ılık nefesin
Hıçkıran dalgalarda yakamoz
..
yasak sevdamin gülüsün kokladigim
dört mevsim oniki ay soludugum
akdenizin tropik çiçegi hep yesil
kahve kaynatip gözlerimde
aksam sefalarimda içerim
sindire sindire yudum yudum
kah hüzünlere bogulurum
kah vururum kadehin dibine
toroslar eser deniz dalga dalga
..
yollardayim
çisi çisi yagmur
kirarken isiklari
aydinlatiyor geceyi
sokak lambalari
basim duman duman
ayak seslerimde sen varsin
tak tuk eden sen
sap sup eden ben
bir sag yanimdasin bir sol
..
Kendime kaldığım saatlerdi
Bulutların arasından süzülürken Dolunay
Yitik düşler sokağıydı gece
Sırlarımı içinde saklayan
Gizemli ve egzotik
Göz kırptı el etti
Ay ışığında gölgeler arasından
Cazibeli ve işveli
Bir peri kızı
..
Sana şiir yazdığımı söylemek için
Zamanı sana ayarladım
Acılarımı dindirecek ilaç icat edilmedi
Yalnızlığımı geçiştirecek
Yalnızca sensin
Gönül bahçem de
Dolunay’ım mehtab’ım
Nar çatlağı pembe düşüm
Hayat damarlarımda dolanırsın
..
Seni beklemek erişilmez olan bir nokta
Özlemin bir lokma ekmek parçası
Sevişmelerimiz gecenin aynası
Öksüz sevdamın masum çiçeği
Mühürlemişin kalbimi ya da büyü yapmışın
Bir yenilgi artık çoğaldıkça çoğalan
Tükenmez zamanların estetiği
Harmandalı oynuyor yüreğim seninle
..
zamansiz zamanlarda
benimle benden içeri
yasarsin derinliklerimde
çölde susamis toprak
geçit vermez daglar
basimda uçuk mavi
hayalin ak kefen
siyah beyaz resim
zeytin gözlerin;
onyedi yasinin gizemi
..