Esmer karanlığın şafağa tebessümlendiği yalınkatlıkta,
Hasretin katarlandığı denizin dalga köpükleri cezbeler.
Deniz çırpınışlarının peydahlandığı yakamozun ışıldatmışlığında,
Dolunay dalar gider… Hülyalarında gönül yarılarını bitimler.
Bir ba’sül mevttir denizin kıpırdanışı gecenin ölümüne inat,
Aşksız ve duygusuz yürekleri tırmalar seniçre kâinat.
Aşkın konaklandığı gönülde pırıltılanan anılarla yaşar saat…
Su sesleri bestelerinin nota arası gizli vakitlerinde,
Beyazda kararlaşan ışığın ince dudakları kıyıları öper.
Dolunayı eş seçen yıldızların buluttan asma kilitlerinde,
Gönül yazına döşler serilir. Kadifemsi düşlere can serper.
Bir kıpırdama, bin kıvranış denizde dinmeyen direnç,
Sevgiye seyrangahlık semalar ötesi tepeleme sevinç.
Gönül incelmeden inceliklerde incesaz olmaz ilenç.
Güneşin destan yakıştırdığı diyarda soluklanan duygular,
Erişilmesi güç sevdaya merdiven kurar ve canevinden kavrar.
Vuslatın tiktakları imzalamacasına umut sağar,
Ve ak tutanak noktalanır… Tutuşmuş heyecanlarda tatlanır.
Bir yağmurdur, yaz yağmuru. Gönülleri çimdiren sevgiyle,
Ruhları dindirerek lilla şafağa çerçeveleyen file.
Aşk; sevginin ferahladığı mekânların mimarınca çizile.
Aşk neşesi saflarının denge kabul etmez,
Kırılganlığında ve sağlamlığında dünya baştan tuzlanır.
Denizlerde ilmikleri çözülen ışığın yavuklusu deniz,
Sabahı ve akşamı frenler. Günse yarınlar benim der ve yansır.
Bir bitmez destandır deniz; aşktan ve sevgiden kanmış,
Güneşle yanmış, dolunayla sıvanmış, yıldızlarla uyanmış.
Bir ak bohçanın esmer gönülde ululanmasıdır perice kuşanmış.
S. Edip Yörükoğlu
Edip YörükoğluKayıt Tarihi : 18.11.2008 21:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!