Doludizgin Tutkunun Son Perdesi

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Doludizgin Tutkunun Son Perdesi

Gülüşlerin yeni bir romanın ortasında yazdı yalnızlığımı. Seni aradım, sesin o kadar nahif okundu ki toparladı beni
-Öznesiz ve nesnesiz bir cümlenin mantıkçı öznesi kadar karışıktım.

-Bağıl taşlarını önüme attın.
Düştün önce,düştüm önce.
Göz rengini gökkuşağı izdüşümlerinde alan bir bekleyişin umut gözüyüm.
- Bakışlarının ikliminde kışları gördüm, dondum sensiz sokaklarda.
Kendime ısınmanın seherinde senli bir kırlangıç geldi yara pencereme kondu.
- Çığlıklarımı, çırpınışlarımı gagaladın.Ben sana çektirmek için yaratılmışım. Ben senin aşkın değilim belki; ama yazma damarın olmuşum.Kazanan yazmak ve yazılmak.
Beni yazmanın kitaplarında susuyorum. Ben ,sanki benimi buldum da yeniden seni bulayım.
Sus diyorsun. Beni kendi cümlenin yüklemi yapma.
-Kelebeklerin çığlıkları başlar,baştan sona yaz beni dedi kaderin kederine …
-Senin kaderinden başka kadere gidecek gitmelerim henüz yok.Kederlerimde kimsi aflarını görüyorum. Umudun umanında sular susuzluğuma ulanıyor.Bileniyorum,bilinmezliğin künyesine.

Güneşle bulutun sıcak öpüşlerinde beni göz yaşların toparlıyor. Oysa damlan demlerimde kurumadı. Ağlamak,bağlamanın sunaklarına ulanıyor.Sen şiir oluyorsun, ben dermansız imge.Sen imgelerimi zehirliyorsun mesnevilerde. Hamse sahibi olsam da,üç dilde seni yazamadım. İki dil bir gönülde seni yazdım .Yetmedi, taşça da yazdım.
-Bütün taşlara sor,seni tanır.Taş üstüne taş kalmadı ahlarımda.
Bana gelmeyi unutmuş suların berraklarında tarandım köpüklere.

- Yaraya tuz basan bir gölün acılı halisin. Tuzdan,uzdan, uzlaşma olanaklarında kendimi derliyorum.
Sonsuz bir hecesin ciğerimde.
Bensiz bir gecesin yıldız bakışlarımda.
-Cemlerine çiğ düşmüş mart kapısının baktırır halisin.
Çiçek bahçeme soğukların düştü.Bu yıl aşkın hasılatı. Oysa çiçeklerimi yakmaya devam ediyorsun. Bir çiçek olmanı istedim bir ömür solmayan.
-Bir çiçek olarak kalmanı,arı olarak beni beklemeni istiyorum.
-Kokundan bal damarları sunmak istedim geleceğe.Dize dize olup ironik hallerde kalmanı diledim.

-Güzelliğinin istasyonunda indim.Kutsal barınaklarda aradım peri halini.

- Alışılmamış kavuşma uçurumlarında ağladıkça bağlanıyorum sana.
Masum bir meleğin cennetimde kaçışını resim sergisindeyim.Sürrealist çizimlerden gelişinin çizgilerini bulamıyorum.
Tanımsız güzelliğinin şerbetinde kendime tatlanıyorum.Adın kadar şanına kafiyeleniyor vuslat aynam
- Yalnız senin anlayacağın karikatürler çiziyorum. Yalnız senin anlayacağın bir yazılarda hazinelerimi soyuyorum.
- Çıplak bir sen diledim,ekmek arası gecelerde. Hayranlığının ayranıyla uyudum hayallerine.

Bir ahtapotun pot kırışlarında can kırıklarının çeşnisi tümleniyor.
-Sinsi bir hecenin yazamadığı senli bir ismin baş harfindeyim.
-Sen küçüksün aşka. Büyük ünlü uyumuna uymaz adın. Bu yüzden aykırı
inadına miadında pin kodlarımı çözemedi güven.
-
Güven cümbüşünün Ortadoğusu’nda Gazze’de yaşıyor gibisin. Çok yakınız aramıza örülen kader duvarlarını aşamıyoruz.İsrailli askerlerin yanı başında bahtıma taş atma sakın. Gönül sapanınla beni benden çoktan vurdun. Hain bir gece saldırısında seni yaraladım .
-Bu yüzden bir ömür silinmez can lekelerin var.
-Aklımın uçurumlarından çıkalı çok oldu. Vahalarımda kuzular meler, Leyla’lar testisini doldurmak ister. Yeni bir aşkın sınavında test çözmeyi bırak ey yar.
-Bir yanlışım bütün doğrularımı silemez. Yeni bir sınav sistemi çok karışık; üstelik sen meslek liselisin. Bir büyük aşk üniversitesini kazanman imkansız.
-Seni bekleyen elenmiş, bilenmiş,hataların dersinden ders almış; ama seçilmiş değil.

Öfkenin kanat çırpınışlarını bırak. Biraz kendini topla, işlemle , sevme arasında.
-Mesul olduğum Musul meselesinde yeni açılımlarım var.Petrol ile yaşamak arasında da değil. Her zorluk kendi bayrağını asar özgürlüğe.

İçinde susamış sese kulak vermeyi unutma.
-Lal kelimelerini sal gemisiz karşıya geçişlerime. Bir Yunus bizi taşır Yunus’un kızı, Yusuf’unu bekleyen özlem bakiresi.

Düşlerindeki ilgilerin anlamında felsefi lirikler yazmamı kanatma.
- Bin parçaya böldüğüm bin bir geceye sığdıramadığım yalnızlılık sarkacımda biraz düşün.
- Anlamsız acılarda aşkın Nuh'unu bekleme.Ben aşk Nuh’unun babasıyım. Senli her şeyi en yüce bir tepeye taşıdım.
Pişmanlık gülleri açılmış, her yer rengarenk. Sen, bir de geleceğin sen, illa da bir günler yok.

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 23.3.2010 00:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan