Dolu Dolu İhanet, Koltuk Altlarımda…

Dolu Dolu İhanet, Koltuk Altlarımda…

Ceplerim sana yazdığım kağıtlarla dolu,
masam darmadağın…
Yazmak istiyorum beynim dopdolu…
Yazdıkça yalpalıyor beynimin kıvrımları…

Klavye yazdıklarıma yetişemiyor.
Boş sayfa göndermek istiyorum sana,
düşündükçe, neden diye, anlarsın belki beni…
oysa;
bir lokma azık,
bir bardak suydu beklentimiz.
Biraz da sevgi… az biraz…Sevgi…

Döküm döküm dökülecek yüreğim,
tutamasam kendimi, düşecek yaz yağmurları,
üstüme üstüme, donacağım, sırılsıklam.
Dolu dolu yüreğim,
dolu dolu ihanet, koltuk altlarımda…
Doluyor yok oluş benliğime,
utanıyorum kendimden elâlemden…
Deli diyecekler,
delirmiş diyecekler…
Boş bu sevgi, aşk neymiş,
yaşam senin… Bak senin, diyecekler…

Yaa… Kim anlar damdan düşenin halinden…
Yaa… Kim anlar, sevmeyi bilmemişse,
Yaa, sen, seni seviyorum demeseydin,
ben bilecek miydim?

Sen delirdin mi?

Niye kimsenin umurunda değil,
herkes kendi hamurunda yoğruluyor…
Benimki bir batak derya…

Uzak bir rüzgârsın sen,
hem lodos… Hem, Karayel…
Sersem bir baş şimdi bendeki,
senden uzak, bir ürkek…

Canım yanıyor, can yanıyor bir çöl fırtınası bu,
yüreğimde kızgın kızgın dolanan, bir alev. Yaa, söylesene ben deli miyim, deliriyor muyum? Hadi be, söyle…Bir kez söyle...
(Çandarlı)

Mustafa Yılmaz 4
Kayıt Tarihi : 5.6.2008 10:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Eğer, Çandarlı'da yalnız olsaydım, belki de...Belki de...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

TÜM YORUMLAR (5)

Mustafa Yılmaz 4