Aydınlık senin soyadın
gökyüzü de adın olmalı
yalan değil
seni görür görmez gözlerim
şimşek çakıyor
ben ki aforoz edilmiş bir mavinin düşüncesindeyim
cennetten bir melek dahi gelse,
inkâr etmek için
benim sana telkin ettiğim aşk karşılıksız bir hakikattir
ben; ana rahminden,bir dinin dördüncü şartı ile tenine düşmeyi bekleyen
son Cemre'yim ve
sadece sana niyetliyim
Yüreğim tarafından verilen fetvaların da katkılarıyla
sana olan aşkımın genişletilmesi
eski bir kavimin akla ziyan çabalarıdır.
elime dokunduğun an elinde
daha önce hiç görmediğim güneşler açıyor
ve ben
ayışığı mavisi dudaklarından taşırdığın
dere yatağı gülüşünü işgali altına almaya çalışan
mülteci ağzından,sakallarını üzmeden
ak gerdanından göğüs kafesine süzülmeyi bekleyen
özünü ve inceliklerini kavrayan
sadece sana şeffaf olan
ufacık bir su damlası oluyorum
gece uyumak için
başını yasladığın yastığı kıskanan
içimi sızım sızım sızlatan ve
sırf bu yüzden bir şehri yangına verebilecek olan
o kızıl saçlı kız
benim.
ne İsa'nın oniki havarisi
ne Neron,ne Sezar
ne Hitler, ne de Muhammedin dört halıfesi
çözemez
çözemezler
benim sana telkin ettiğim sevdanın ne demek
olduğunu..
Sen ki
Dünyanın sekizinci harikası
Dokuz gezegenin onuncusu
Babil',in asma katlarının fikri
özgürlük kavgasının en sonuncusu
dünyadaki yüzlerce dilin kökeninin açıklaması
Nuh'un gemisinin sebebi
Altın oran'ı yaratan ezeli keşif
insanlığın son adımı
sen
sen
öylesine güzel bir yersin ki
altın tepsi üzerinde cenneti sunsalar ayaklarımın altına
yüreğimin tersi ile iterim
ve öyle
öyle güzel bir hasretsin ki sen
özlemekten de
beklemekten de
sıkılmıyor bu kızıl saçlı kız..
Kayıt Tarihi : 6.10.2013 16:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!