Doktor bir kavisim var bir kavisim var
Geçen günden beri bir kavisim var
Ondan bir akıntı mıdır yarasalar
Bir kavis önünde linç mi demek kurtarılacak bir kent ki
Yeşil bir toprak selameti
Bir kabrin bir cihanlık cömertliği cesareti
Kitaplardan kitaplara
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bir inanış. Bir dönem belirli bir topluluğun ki hala günümüzdede devam eder asıl itibarı ile kendi başarısızlıklarını başkalarının misyonerliğine yükleyerek işin içinden çıkma gayreti. Şiirin özetide bu olsa gerek. Ama bu toplulukta kendine ait bir kitabı olduğunu unutuyor. Halbuki Allah o kitabında kişiye çalıştığından başkası yok diyor. Siz birbirinizle savaşır birbirinizi yerseniz elin adamıda gayet tabi misyonerliğini yapacaktır. Şiire gelince içerik açısından konusunu iyi işlemiş bir mensur şiir olsada şekil olarak Hüseyin bey gibi düşünürüm bende en azından ahenk biraz daha zorlanabilirdi tebrikler
Şairin şiirdeki benzetmeleri ve benzetmelerle kurduğu şiirdeki kurgu veya şiirdeki karşılaştırmalar okuyucuyu elbette düşündürür. Mistizm görüşüylede şiire bir estetik kazandırmakta.Meryem'den Diyarbekir'e ve İstanbul'a uzanan yol!Aranan sevgi saygı...
okunası değerli bir şiirdi. ++ kutluyorum. selam olsun.
tiri viri soz silsilesi..
benim muslumanim iyi..
elin gavuru kotu..
doktor sen suryanimisin nesin..
hayir niye sordunuz..
beni turk hekimi emanet ediniz lutfen..
iyi tamamda bunlari duz yazi nesir olarak.. akit yenisafak zamanda yaz..
kristiyanlar incilden bir sey almadi bilakis kattilar..
kendi olu ruhlarini diriltme yerine
gidip lazari adinda olmus..
cesedi katilasmis.. dokulari nanay..
bir insani yeniden hayata dondurttuler isus hristusa..
bilmiyenler icin yeni bastan..
artik fizik kimya girmiyecek kafalara enjekte et..
amenna..
ama bunun neresi siir..
siir gormesek yutacagiz..
belki davudi az kavruk bugulu buharli sesle..
aaah mona liisa.. kirmizi guller ak guller.. geyvenin gulleri denilip..
suni bir musiki olusturulabilinir..
iyi aranip bakilsa.. belki her kita bas yada orta..
yahut son harfi..
hastaligina iyi gelir aspirin gripin..
bir ilac adi cikabilir..
biz siir istiyoruz..
o bize..
doktor etnik kokenini sorgular..
esasinda mermeri iisleyip.. yontmanin temelinin
putperestlik oldugunu..
pis murdar batinin kotu sarkin iyi oldugunu belirtiyor..
haklidir haksizdir.. bunlar tivide duz konusma olarak tartisilabilir..
ortaya neden siir salinmiyor..
kultur abidemiz..
odul modul..
biz inanca gore mi..
o vakit muhammet ali kley de sair..
lutfen edebiyat sanat isleri ile inanci bir birine karistirmiyalim..
mermeri yontmayalim.. dizeyi kesip bicmiyelim olcmeyelim dersek guzellige estetige ulasamayiz..
ulasma bu dunya gecicinin yeri bura degil.. saygilar..
biz ne denli kadin ortunurse de.. pece takarsada dogustan guzelsede.. hic degilse erinin yaninda
sakal biyik aldirip.. agda ile.. bacak epilasyonu olsun
kasi cimbizla yer yer yolsun..
cilt kremi marifeti.. pambik yanak..
goze kalem..
kivrim kivrim takma kirpik.. ipil ipil dalgali saclar.. felan olsun diyoruz..
az zayiflasin kilo versin.. voleybol oynayip selvi boy olsun istioruz..
bu suslemeyi yapamayana duz yazi erbabi..
yapana sair diyoruz..
nicin bunu anlama istemiyorsunuz saygilar..
oldu ise gani rahmet.. sag ise uzun omur dilerim..
vermeyince mabud neylesin mahmut.. saygilar..
mutesekkirim secki musebbip..
Ey mermer kusan ırk
Ey oruçsuz tiyatro
Acıkmış iftarsız acıkmışlar
Güneşten başka ne bulmuşsa yemiş olanlar
Doğuya hücum demek doğuya hücum var
Işte size bir kent ki
Yanlış yanan bir linç ampulünden
Size eşsiz bir şölen var
Kemiklerimin ışıklarindan
İyi sanat doğrusu misyonerlik
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta