Doktor, neyim var…
Gece olunca daralıyor dünya,
duvarlar nefesimi ölçmek ister gibi
yaklaşıyor,
yaklaşıyor,
yaklaşıyor…
Söyle bana
neyim var doktor?
Geceler duvarlar üstüme üstüme geliyor,
içimde adını bilemediğim
bin bir fırtınalar kopuyor.
Ben kaçtıkça gölgem tutuyor bileğimden,
ben sustukça içimde bir başka ben
bağırıyor.
Karanlık,
her odada ayrı bir soru soruyor bana…
Hangisi doğru?
Hangisi yalan?
Hangisi benim,
hangisi benden kalan?
Yoruldum doktor…
İçimde biriken bütün fırtınalar
sanki aynı anda esiyor artık;
beni devirmek için fırsat kollayan
bir rüzgâr sürüsü var yüreğimde.
Bazen durduramıyorum aklımı…
Bir tren gibi
raydan çıkmış hayallerim,
nerede duracağını bilmeyen anılarım,
ve hep aynı noktaya çarpıp duran
kırık bir çocuk sesim var içimde.
Ne zaman geceyi örtseler üstüme,
karanlık bir ana değil,
bir cellat oluyor.
Elini boğazıma koyup
“Konuş bakalım,” diyor…
Ben konuşamıyorum.
Yıldızlar bile benden uzak,
ben bile bana yabancı…
Gözlerim bir kapı arıyor,
ama bütün kapılar içime açılıyor.
Her adımda biraz daha
kendi kuyuma düşüyorum.
Doktor,
neyim var?
Ne eksildi benden,
ne çoğaldı içimde?
Niye her gece
daha çok üşüyorum kendime?
Belki deli değilim,
sadece çok kırıldım.
Belki de acıtmayan
hiçbir gerçeği olmayan
bir dünyanın gurbetçisiyim.
Ama bil…
Bütün bu devrilen gecelerin altında
hâlâ bir kıvılcım saklıyorum.
Karanlığa inat,
suskunluğa inat,
yenilmeye inat…
bir parça umut taşıyorum
zamanın cebinde.
Her karanlık çöktüğünde
sanki biri görünmez bir el ile
yüreğimin düğmelerini çözüp
beni soğuğa bırakıyor.
Nefesim daralıyor doktor,
odanın köşeleri üzerime eğiliyor,
gölgeler uzun uzun yüzüme bakıyor;
sanki içimde saklı bütün yaraları
teker teker sayıyor.
Ben kaçtıkça
içimde bir başka ben
daha hızlı büyüyor:
soran,
susmayan,
hesap soran…
“Geçecek” diyen çok oldu ama
gece geçmiyor doktor;
gece, üzerime çöken
bir dağ kadar gerçek.
Ben o dağın altında
kendi sesimi arıyorum.
Belki kırılmışım,
belki unutulmuşum,
belki de hiç kimsenin bilmediği
bir yük taşıyorum yıllardır.
Bilmiyorum…
Tek bildiğim,
her gece aynı sorunun
gözlerime asılı kaldığıdır:
“Bende eksilen ne,
bende çoğalan ne?”
Ama yaz bir kenara:
Her ne kadar içimde fırtınalar
birbiriyle yarışsa da,
bir kıvılcım hâlâ ölmedi içimde.
Adını umut koydum.
Çünkü karanlık ne kadar büyürse,
bir ışık o kadar kıymetli olur.
Ve işte…
Bütün çöküşlerimin sonunda
küllerin arasından doğrulan
yorgun ama inatçı bir ses
yine yükseliyor içimden:
“Benim adım Kul Ortak…
Yıkılsam da yeniden var olacağım.”
KUL ORTAK
Baki OrtakKayıt Tarihi : 7.12.2025 13:00:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!