Not; Havva öğüt/ Kader torbası
Türküsüyle veya Fon müziğiyle Okunabilir
Ciğerim,
İçerden yandı,
Dağlarımı karlar bastı.
Yaşı mı dökecek göz kalmadı,
Dökülen saç tellerimi
delilden sayar mısın, doktor bey?
Hasta düştüm yataklarda,
Kâr etmedi ilaç yarama.
Dertler içerden sıralandı da,
Şu dökülen yaralarımı
aşktan sayar mısın, doktor bey?
Ben ona bir değil, Bin arşın gittim.
Kaç boz dağını geçtim de gittim,
Ovaları ardım sıra koydum da gittim.
Sen bunu kaderden sayar mısın, doktor bey?
Dediler, yâr olmuş,
Yaban ellere teslim olup gitmiş kaderine...
Ne yüzünde bir tebessüm,
Ne gözünde bir damla yaş...
Şimdi sen bunu KARA YAZGIDAN
sayar mısın, doktor bey?
Âşık Ferzan’i neylesin bu aşkı?
Vakit esir olmuş, zaman ise deli.
Asırlara karıştırmış yüreğindeki seni,
İçindeki ciğeri yaralı çıktı.
Şu kara yazgıyı nasıl anlatsam,
Anlatsam da dağı taşı ağlatsam...
“Güneş arkasını dönmüş, ay karardı” desem,
Bana kim inanır, doktor bey?
Bir Hayal kurdum ,
Bin Hayal kırıklığı İçimde Esir oldu sevdası..
önce geçer dediler , sonra ise Deli
Söyle bana doktor bey
İçerimde ki bu Sevda
Deli mi , Kara mı
Kayıt Tarihi : 25.10.2025 00:21:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!