Meğer ne acıymış bir vefasızın göğsüne yaslanmak
Çekilen her perde, açılan kapıların ardında hep o!
Hangi yastığa başımı koysam onun kokusu
Lanetli sevdayla kirlenmiş ellerimi arıtmak için
Şiirlerim “Sevgi Yolu” sergilerinde kitapçı raflarında
Dilim damağım kurumuş susamışlığım dudaklarına
Bir lokma ekmeğe duyulan açlık kadar sevgiye açım
Kıvançlarım, coşkularım duvarlar boyu sus pus
Hep korktum büyük aşkların ölümcüllüğünden
Korktum hercai menekşeler denli sevdalardan
Ve sevgisizliğin özürlü bir yaşam doğuracağından
Yüzüme bakmadı kentler üzerime yıkıldı acımasız
Bin tonluk dirhemler düştü başımın üstüne
İnce hastalık gibi bir ter boşandı alnımdan göğsüme
Uykularım kan içinde sabahlar kan içinde kaldı
Deva olur mu kiraz çiçeklerinin, akasyaların kokusu
“Aman doktor canım gülüm doktor derdime bir çare
Çaresiz dertlere düştüm doktor bana bir çare! ”
Bir yakarış, bir şarkı mı nedir bu…
Aşk diye, sevda diye ayrılık varoşlarında dolanan
Birinin kaleme sarılıp hallerini yazması
Elinde saz dilinde nağme olmak istemesidir.
Dinmez ER / Çeşme / 2013. 02. 13 /
Dinmez ErKayıt Tarihi : 15.2.2013 12:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!