Doğuya Dair Hikâyat 1
Uzayan ağıtlar dağa yöneliş
Kaçar aynaya derviş çırağı
Gönül pir eteğinden aşk pazarına
Nice destanlara tanık suskunluğun şafağı
Geçmiş zaman her yerde hazır
Biz güvercin kanatlı insanlarız
Ansızın cönklerden yayılan keder
Hayata karşı hepten umarsız
Hani kalabalığın teke ermesi
Katırdan geçip satıra varan
Ölümün gurbetle ördüğü oya
Ağıttır Doğuda eşkâl-i zaman
Selam ey hüznü koruyan büyü
Bin bir geceli düş armağanı
Yüreğe korkulu bir bakış düşse
Ulaşır leşkere savaş fermanı
Varlığa özenecek ne vardı şair
Kalabalık tenhalığa duçar olduk biz
Eşyaya teslim olan sen misin,
Nerde Ethem’den miras kalan giz?
Dağlar âşık özler, Ferhatlar kayıp
Boşluğu ensesinden tutan efendim
Hesabın uğruna bülbül avcısı
Cengiz zulümlere eşdeğer fendim
Mecnun yüreklerin ab-ı hayatı
Kumlarda gezinen geçmiş zamandır.
Divitle bezenen Ahret kapıları
Doğunun serencamına kadardır.
Güldür benim yürek mülküm
Gözyaşım aşkın ritmik sazları
Taşlarda beliren ruh desenleri
Dicle çırpınışını yansıtır türküm
Dostu tutan yürek acıya teşne
Bilmeyen zamanın körebesi
Masalları kazıyan tarih hokkabazı
Kün kuvvetini nerden bilesi
İçimize söylenen sese hasretiz
Aşığın kesrete duçar oluşu
Avcı gücünü aklına verdi
Nağmemizi çalsa koşar gideriz
Sevdayı yüreğe işleyen Doğu
Yeşertir baharı çöl ortasında
Ağyar yüreğimizi nasıl yok sayar
Kelimeler Doğuda örer boşluğu
Kayıt Tarihi : 9.1.2008 21:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!