doğunun isyanları - 1
doğunun isyanları serildi şehre
kalbi soğuktur anlamı
aklının sonunda galebe çaldığı yerdir
kaybolan kimliklerimizi örten kalabalık
titrer gibisin ötekinin simyasına gömülüp
çömelmiş ve ağlıyorsun bir harabeye bakıp
bağırma boşuna
duymazlar yakarışını yakışıksız
sanrılardan ibaret şimdilik hulyan
açıkta ve üryan ve uzun bir kalp görüntüsünde
buz yığınlarını dağlayan bahar
-
doğunun isyanları - 2
sev beni asla sömürme
verme ömründen dakika bile
sevimli bir mevsimin hatırlattığıydı
seninle birlikte kaybettiklerimiz
ve doğan sarışın güneşin ensesinde
sendeleyen bir bebek gibi bu yolda
yollananları yaşayışımız
-
dudaklarının yıkıldığı derinde
fırtınalar ayıklayan burgaçlı kasırgalar çıkaran
görkemi kemerinde ve verimli bir ırmakla
gökyüzünü sıvadığım tiz tınılı sesin
bronzlaşan gözlerinin donukluğuna karıştı
burnunun iki kıyısından iki damla gözyaşı
suladı sevdalı sadağımın bağlarını
doğunun isyanları - 3
dönüşümlerde devinen öpüşlerini getirdim sana
ver bana ulaşılmaz yalnızlığımdan
küçük olsun elleri bir de yumuk olsun
açıldığında açılsın da sarssın gökleri
kapadığı zaman denizleri dağlara kapasın.
okşandı benliğim gururun hançerleri bilendi
taşmaya yüz tutan içimdeki kan gölleri
kopup gelen kaynağını görünce sahneden elendi
kuma vurdum ama çöller çağırmaz oldu
sahipsiz bir semada kalıverdim öylece
gergin ve ince bir ipin anımsattığıydı
daha dün düşlediğimiz yıldızlardan vazgeçiren
seçilip ayrılan bütün günlerimi saydım da hayatta
tutmadı memnunluk taşıyan bir mutlu an..
aslı yokmuş her yarım kaldığında tam sayılan
dünün daha bugünden yarını yaşadığı söylemi
-
doğunun isyanları - 4
uyandığımda ruhum isyan doldurdu kadehimi
kıyametin arefesiymiş dinlemedi yedi dikişte içti
iklimleri devrildi geçmiş zamanın
susuzluktan kurudu dudakları bulutların
şimal yıldızının ışığı sustu.
yine de ben çeviririm virdini direne direne
suyun, ağacın, toprağın puslu hükmüne
boyun eğmem başkaldıran doğasına
felaketimin böylesine silik uyarlamasının
sakınan, susan sen miydin ben mi sürgünde
öyleyse soksun kınına kılıçlarını korkuluklar
sonra bir kuş olsun ruhum aniden
girsin yittiği kafesine.
doğunun isyanları -son
geldiğin yer pek iyi değildi
gideceğin yere de o kadar bayılmıyorsun
söyle, nedendir şimdiki sabırsızlığın.
(Yedi İklim 124/19 3-4)
Serkan DoğanKayıt Tarihi : 1.10.2003 23:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!