güneş gibi geldiğin bu dünyayı ay gibi terketmelisin.
yıldızlar önünde diz çökmek için kuyruğa girmeli ve
sen en parlak yıldızı seçmelisin
dizinin dibi için sana en yakın olan.
yumuk mevsimlere göz kapatmak kadar çaresiz aşk yakarışların,
gece kadar soğuk bir karanlığı
nefes diye içine çekmek zarar.
insan nefes aldığı sürece yaşar
ama nefes almak değil ki hayatı anlamlı kılmak.
boşuna teselli aramak çevreden, duvarlardan,
karanlıktan ve yalnızlıktan.
güzel gözlerini yalnızlığa boyama,
etrafın gökkuşaklarıyla dolu YALNIZ RENGİN EFENDİSİ KIRMIZI.
tarumar et akılsızlığını aklınla
ve beynini bizimle birleştir en mutsuz anında.
karanlığı en siyah düşüncelerinle lekele,
onsuzluk intihar etsin duygularından,
geberip gitsin kendini yalnız bırakma çabaların.
atlasın sevdanın uçurumundan ve
o uçurumla beraber parçala içindeki hayal kırıklıklarını,
sahte mutlulukları hak etmiyorsun sen.
aşkın adını dostluk koy,
kendi kendine aşık ol kendi içinde en ulaşılmaz olan.
gönül yönü kutup yıldızını göstersin.
gizemli hazinelerin tuzaklarla dolu aşk kaçamakları,
dünyanın en zengini olmak için ya sana ulaşmalı
ya da ulaşılmamalı uğrunda bir aşkı feda edebilmek için canla beraber.
nice mecnunlar var Mecnunun yanından geçemeyecek olan
ve nice aşıklar var hayallerini göklerin ötesiyle birleştirmiş olan.
aklım hayalim yedinci boyutlarda ve
altıncı hisleri o kadar anlamsız hissediyorum ki içimde
seninle beni çarpsam sıfır ediyor aşk matematiğinde.
söyle hangimiz sıfır?
aşk yırtmaçlarından aklımı üşütüyorum,
gece aklım kapalı diye sana hasta oluyorum belki de,
belki de bu harfler yan yana geldiği için hayat bu kadar anlamlı.
dudağımdaki uçuklar sana kavuşamama korkusu
ve başkasının dilinden aşkı anlatmak her dakika saniyelerin görevi.
kum saati kıvamında dökülüyorsun topraklaşmış ten yaralarından,
berelere kendimi örtüyorum karla karışık aşk doluları
onları kasırgayla vurmasın diye.
kaç esiri katlettin kendini hayran bıraktığın?
katledilmeyi hangisi hak etmeyi başardı?
ölümsüz anlarını aklımdan mı çıkardın?
benim bildiğim karanlık oda daha uygundu.
aşk ayinlerine katılıp kalp çanlarını çalmaktı seni sevmek
ve en kutsal bağlanma sanatıydı sana günülden dost olmak.
aşkından deli ettin beni demek ne demek?
kim gülecek kim ağlayacak?
nice yanlış anlaşılmalara sebebiyet verdin,
sebep sonuç ilişkisi gibi işte bizim ki,
sen olmadan biz yokuz.
gözler mi ağlıyor,
için mi ağlıyor,
yürek damlaları mı bunlar?
dolunca illa ağlaması mı gerek insanın,
kahkahalara boğulunca da gözden yaş gelmez mi?
aşk kumbarasına kaç bozuk hayal sığdırdım senin sayende,
o kadar birikmiş ki çırpınışlarım,
gözyaşlarımın üzerinde resmini görüyorum.
ayaklarımı o kadar yapıştırdım ki yeryüzüne,
kopuk olmak böyle bir şey işte,
kabul ettremiyorum kalbine dünya dediğim toprak parçasına.
karamsarlıklar beslemek yetersiz sensiz bir dünya için.
etrafında çok yıldız var senin,
dikkatli ol ama
ya gerçekten birleşmek için hazır seninle
ya da senin yerine geçebilmek için.
bir daha bize geceyi yaşatmamak üzere
nice mutlu günlere ve senelere.
an bile yeterli seninle,
çok şanslıyız sanırım,
akılda sen varsın,
hayatta sen varsın.
bugün de sen varsın,
yarın da sen olacaksın.
hayırlısı olsun
doğum günün kutlu olsun...
(Görkem Buğra Kızılkaya)
Kayıt Tarihi : 12.9.2011 02:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
12 Eylül 1995 yılında dünyaya geldi. nasıl ve nerede yaşadığını bilmiyorum ama şu an Erzurum'da ve benim en iyi arkadaşlarımdan biri. İyi ki doğdun Merve Can... :)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!