Doğu Perinçek'i anlamak

Doğu Perinçek'i anlamak

Bu konu da tarafsız kalmak kaydı ile bir şeyler paylaşmak, mümkünmüdür? Bu soruya yanıt vermek elbette çok kolay. Ancak tolumun geldiği bu nokta da, bunu kendini taraf olarak konumlandıranlara anlatmak çok zor. Belki de en büyük problem kişinin tarafsızlığını yitirmiş olması. Hal böyle olunca tarafsız olmayan birine, bir gerçek nasıl anlatılır.
Bir zamanlar "tarafsız olan bertaraf" olur, diyenler, hala bu tutumlarını devam ettirmekte. Ülke de iktidarı gasp eden guruplar doğru ve veya doğruları sahiplenmek ve bu doğrulara sahip çıkma yerine, doğruları örtmek ve yok etmek adına kendi ikballeri için gürültü çıkarmakta bir beis görmemekte. Hal böyle olunca dün dediğinin tam tersini demeyi bırakın, bu tersliği bir de fütursuzca savunmaya bile cesaret edebilmekteler.
Bu günler de toplum tam anlamı ile yalan bombardımanına tutulmakta. Bunun için tutulan veya kiralanmış binlerce dönek hemen her yer de konuşmakta, konuşturulmakta. Bu konuşan veya konuşturulanlara baktığınızda, konuşmanın içeriğinin ne kadar boş ve önceden kurgulandığını görmek çok kolay. Hal böyle olunca, birey kendince bir çıkmaza sürüklenmektedir.
Partiler, parti yöneticileri anayasal zeminde kalmak bir yana, ettikleri yeminleri bile unutarak kendilerince yarattıkları bir hukuk için de güya ülkeyi yönetmekteler.
Doğu Perinçek Silivri zindanından çıktığında "kınından çıkmış kılıç gibiyiz" dedi. Bunu niye dedi, diye düşündüğümde, mevcut yönetime karşı duruşunu net bir şekilde ortaya koymanın en güzel yolunun bu cümle ile açıkladığı kanaatindeyim.
Mevcut yönetime karşı, böyle bir duruş sergileyen Dogu Perinçek nasıl olur da "feto" terör örgütü ile mücadele de iktidarı destekler.? Bu soruyu aslında yanıtlamak çok kolay. Burada tarafsızlığın ne kadar önemli olduğunu yakalamak zor olmasa gerek. Ne var ki, bazı kolay şeyleri tarafsız olmayan birine anlatmak çok zor.
Şöyle ki "Perinçek'te tayyipci oldu" diyen birine, tarafsızlığı anlatmak o kadar zor ki. Kişiye soruyors

"Doğu beyin bir kitabından, bir paragraf okuyup, okuduğunuz paragrafı anladınız mı? " diye sorduğunuz da, kişinin Doğu beyin hiç bir yazısını okumadığını anlıyorsunuz. Bu hal, karşı tarafı nasıl bir yaklaşımla ikna edeceğiniz sorusunu yalın olarak ortaya çıkarmakta. Bu durum toplumu aydınlatmadan çözülecek gibi değil. Devlet Bahçeli gibi ki "dr" unvanı olan biri bile Doğu Perinçek'i anlamak yerine kendince güya Doğu beyi eleştirmekte. Eleştiri anlamlı olsa elbette kabul görür. Ancak bahse konu eleştiri o kadar seviyesiz ki " bu adam niye böyle konuşuyor " diye sorduğunuz da, adam cahil değil "dr" ünvanı var, parti genel başkanı. Bu parti genel başkanı üç gün önce bu partide olan insanları bile çok ağır bir şekilde suçlamada. Adama demezler mi "madem bunlar böyleydi niye millet vekili adayı yaptın? "
Doğu Bey'in dili bu anlam da çok önem arz edmektedir. Çünkü Dogu Bey bütünleştirici ve birleştirici bir dil kullanmamakta. Başbakan "terörist, pkk" falan derken, Dogu Bey "herkes vatan savunmasında birleşmeli" diyor.
Bu dil hem muhalefetin ve hemde iktidarın ayrıştırıcı dili ile mukayese edildiğinde ülkenin bu dile ne kadar ihtiyacı olduğunu anlamak istemeyenler kanımca Dogu Bey'i daha dikkatli dinlemeleri gerek.
Aslında kullanılan dil o kadar önemli ki, Cumhurbaşkanın dili küfür ve hakareti adeta meşrulaştırmış, bu anlamda "şerfsiz, namussuz, alçak" gibi kelimeler sıradan kullanılan kelimeler olmuştur.
Doğu Perinçek ise dili özenle kullanmakta. O, herkes rakibine "alçak, hain" derken, bunun yanlışlığını hukuk içinde kalmak kaydı ile anlatmakta.
Bu dile toplumun bu zamanda çok ihtiyacı var.
Dogu Perinçek'i anlamak, yanlız kullandığı dilin özenli olmasından değil, olaylara getirdiği yorumların ön açıcı ve geleceği aydınlatması bakımından da önem arz etmektedir.
O, damıtılmış bir öngörü ve yorumları ile ulusa gerçekten çok önemli hizmetlerde bulunmaktadır.