Yanlışlar doğru eder mi?
Törelerle örf ve adetlerle yaşam dört duvar zindan
Gazete başlıkları töre cinayetleriyle baş misafir hala
Düşlerde göremez olduk insanlığı da
Hatırla o yaşlı günlerini, kömür gözlerin yağmur gibiydi hani,
Geçmişinle vedalaşamamış içinde yıllar kapışmış bedbahtın ya…
Bana sarılırken buz tutan yüreğinde kıvılcım yakmıştım
Isıtmıştın seni yarına…
Biz dost muyduk o anlarda…
İlk karşılaşmamızda aslında…
Sıra sıra dökülen dünlerin, yumuk yumuktu dudakların
Hani Yar sıcaklıyla dokunan ben değil miydim…
İstediğim ve evet söylediğim
Tek şey varsa sırlarda…
Onu bekaretim gibi sakla…
Ben bendekileri çeyiz sandığıma kilitledim
Anahtarı okyanusta…
Of sen
nasıl söyledin
Nasıl söyledin o sözcükleri bana…
Kara gözlerin ihanet etmiş sana
Benden ak, benden kırmızı,
benden
Utanmamı nasıl istersin hala
Ben..
bense yılların yükünü taşıyan
Gamlı saka…
Dertlendiğimde düşerim şair olmaya
Yazarım dilim döndüğünce sana
Şuan yine inimdeyim dört duvarı demir
Camsız
Kendime sarıldığım anlardayım
Diri diri gidiyorum boşluğa,
Bir ışık belli belirsiz
O sensin sanmıştım aslında
Bak yine vazgeçemedim
Beceremedim
Sensiz kalmayı da
Dünümden kalan bin bir yanlışlar olsa da
Ders almasını bidiysen
Doğruya değersin sen...
Kayıt Tarihi : 9.12.2006 22:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!