İçimde büyüyüp giden zehir topuna inat
Çaresizliğimi kuvvetli adam vesikasına benzetirken; sahte dik yürüyüşlerle.
Kendimi kandırmıyorum sadece.
Ben biliyorum kötü gerçeği
Bir de beyazlar içinde gelip, dünyamı karartan kara haberi,
Kulağıma fısıldayan tip mucizesi.
Hiçbir zaman mutsuz olmadım böyle
Üzülmedim de hiç bu kadar geleceğime.
Hayal edebileceği bir gerçeğe bile sahip olamayacak bir portre,
Savursa bedenini;
Konya ovasının ormanlarla tamamlanmayı düşlediği düzlüklere.
Eline bir yalan dolan hikayesi,
Sevileni çalma entrikası geçecektir.
Bunca mutsuzluğa inat güldüren yüzleri
Uzak olmak yeryüzünün çirkinliğinden
Çünkü gittiğim yerde sahte aşklar kazınmayacak ağaçların sırtına
Hiç sevgilim olmasaydı keşke
Yitirilmiş aşklardan, ah diyen bir yumruk gibi ciğerime oturmuş dilberlerin gülüşlerinden
Ve terkeden sevgililerden arta kalan tecrübelerimi kullanabileceğim bir yuvanın hasretini çekerken
Hiç sevgilim olmasaydı keşke.
Yalnızlıkla örülmüş bir hüzün kaldı filmin sonuna yalnızlıklarla örülmüş bir hüzün…
Oysa kalabalıklardan kurulu mutluluklar olurdu
'Ufaklık' iken izlediğim filmlerin sonunda.
Hayat yine yapacağını yaptı.
Kandırdı bütün sevilenler gibi.
Her sevilen nesne yalan
Her yalan da sevgili oldu bu son karede
Hayata yön veren çizgilerin yalandan ibaret olduğunu
Ve o çizgileri silmek için insanoğlunun silgiyi bulduğunu
Ben de fark ettim de
Bunun bir soruya verilmiş cevap olabileceğini düşünenler kalmadı geride..
Vakit kalmadı
En güzel sıfatların tezatlarını kovduğu bir dünyaya uçarak gitmek için.
Bu gidiş oyunu bir filizin merhametle yeşereceği sahte dünyanın yalancı sahnesinde sergilenecek.
Ahmet AldemirKayıt Tarihi : 22.11.2006 16:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
yüreğinize dimağınıza sağlık..
emre bey'de
sevdiğim bir şair paylaşmak istedim.
yorumunuzu bilmek isterim
selamlar..
Mariye
Dut çürüklerinden önce seslenirim
Sana Mariye
Sazların nabızlarından ışıklar sızar
Kirpileri taklit eder kerpiç gölgeleri
Bir kuş konaçlanamaz sihirli dallara
Kanatlarım sana açılır Mariye
Yalnızlık harfleri ile unutmam seni
Gizli bir uçurum büyütürüm içimde
Ceylanların sürmeli gözlerinden
Seninle çıktığım yolculuklar damlar
Ah! Kantaronların minicik elleri
Nemlenmiş kâğıtlarda
İsmine tutunur Mariye
Yaşıyorsun belli ki
Kurumadı çok sevdiğin güller
Yalnız erguvanlar hüznü
Miras bırakıp gittiler
Maviyen kalbimi tanıyacağın gün
Ve yüzümü unutup
Beni hatırlayacağın an
Dut çürüklerinden önce
Seslenirim sana
Seslenirim mariye…
Emre Çalıbaşı
TÜM YORUMLAR (2)