Doğmamış Çocuklara Biçilen Donlar

Mehmet Artem Aykut
165

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Doğmamış Çocuklara Biçilen Donlar

İnsanın kalbi dipsiz bir kuyu gibi,
Eni boyu belki belli
Ama derinliği akılları zorluyor.
Bu kan ve et parçasının
-ki siz de göreceksiniz-
Bunca şeyi hissetmesi ne tuhaf.
Bana deli demeyin ama
Kalbin de aklı var sanki, gün gelip göreceksiniz.
Hissettiklerinizin orada çalkalandığını
Bal gibi de…
Bir bağrıkara var orada, bir alabacak.

Kulaklarınızla duyduğunuzu,
Dişinizle ısırdığınızı,
Gözünüzle gördüğünüzü bileceksiniz.
Ama ne zaman kulağınıza su kaçsa,
Dişiniz ağrısa,
Gözünüze sabun kaçsa, gözünüzde itdirseği
Farkındalığınız tavan yapacak
Nerenin ne işe yaradığını
Artık bilmenin dışında hissedeceksiniz.
Normalde nerde, ne işe yarar diye düşünmediğiniz
Pasif bilincin kurbanı kalbiniz
Aşkla hissedilir hale gelecek…
Bir de bakacaksınız ki tüm coşkunuz,
Heyecanınız, sevginiz
Soldan taşacak, soldan vuracak…

Sonra kalbiniz sevmeyi akıl edecek
Bilinçli, sistemli, ayrıntılı
Planlı ve sistematik bir biçimde
Tıkır tıkır O’nu sevecek.
Bu sevme bilinci
Ağzınızdaki tükürükten, gözaşınıza
Ayak tırnağınızdan omurganıza
Saç diplerinizden kirpiklerinize
İliğinizden sinirlerinize
Heryere dalgalar halinde yayılacak.
Sonra gün gelip ‘seni seviyorum’ diyeceksiniz
İşte çocuklar bunu derken
Tüm ayrıntılarınız, hücreleriniz
Dna’nız, zerreleriniz bunu yaşayacak,
Hissedecek.
Ve maalesef her defasında
Bunu hissetmekten yorgun düşeceksiniz…

Sevmeyi ücretsiz bir meslek edinip
Gerçekten severseniz
Yıllar geçirseniz de ondan olacak halen
İlk günkü gibi acemi, şaşkın,
Hayretler içinde kalakalışınız her bakışına.
Asla alışamayacağınız bir rutininiz,
Normaliniz, alışılageleniniz,
Monotonunuz olamayacak…

Ceset ve can,
Et ve ruh, iç ve dış…
Garip şey insan, vesselam
Gözün içindeki gözyaşı
Ağızdaki gülümseme çok garip
Ne diye sarıldığınızı, ne diye öptüğünüzü düşüneceksiniz…
Ne diye ağlayıp, ne diye güldüğünüzü
Ne diye ümit edip, ne diye hayal kurduğunuzu
Ne diye dua ettiğinizi…
Bunca madde içinde bu kadar mana,
Nereye sığıyor, nereden çıkıyor diyeceksiniz…
Anılar ne diye var olacak,
Burun deliği ne diye sızlayacak,
İnsan ne diye özleyecek, ne diye bekleyecek
Bu kadar dil ne diye var, Ne diye yazacak şair?

Siz daha bunları sindiremez,
Hayatın gizemi ve görkemi ile
Sık sık sarhoş olurken,
Amerika’yı defalarca yeniden keşfederken
Birden ‘O' gelip, herşey ‘O' olacak…
Bir zamanlar dışarı bakmaktan,
Dünyayı izlemekten,
Hayata ağzınız açık kalmaktan alıkoyamadığınız siz var ya,
O gelince
Gözeneklerinize kadar
İnceleyen bir ruh hali ile bulacaksınız kendinizi.

Sonra kendinizden fırsat bulup
Hayata odaklanamayacaksınız.
Bu, dünyadan da büyük
Eni boyu belki belli
Ama derinliği akılları zorlayan kalbinizde
Yeni ve bambaşka bir mucizeler zinciri…

Sevmek yeni bir evren çocuklar,
Gerçek bir yaradılış efsanesi.
Siz bu şiiri okuyana kadarki öğrendiğiniz
Uzay, evren, dünya, kozmos, kainat… Tırt!
Asıl muamma insanın kendisiymiş
Kalp, evrenin merkeziymiş,
Yaşayın da görün…

09.05.2015

Mehmet Artem Aykut
Kayıt Tarihi : 22.12.2018 21:18:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Artem Aykut