Kaldırımlara aynı mesafede sıralanan ağaçların,
Kendilerini güneşten saklayan ışıkların canbazlığında,
Tükeniyormu yoksa bizimle tükenen bu zaman,
Ve düşündükçe hiçbir gidilmeyen yol,
Dönüşü olmayan bir suskunluk kaplıyormu içini,
Doğmadığın bir kenti doğuruyormu analar kendinden,
Tanımadığın yüzler sarıyormu cam kırığı düşlerini,
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta