doğduğum günden beri ölüyorum
tam olarak 53 yıl, 9 ay, 8 gün, 18 saat, 10 dakika 11 dakika oldu hayattayım
kaç terk ediş geçti içimden kaç ölüm doğdu saymadım
iki şeyden usanmadım, her sabah yenide doğmaktan
sevmek için neden aramaktan
isimsiz günlerim oldu
notasız müziklerim
adı konulmamış şiirlerim
bir ben bir de kendisizliğim doluşuverdi rüyalarıma
hatırlıyorum da çocukken çok uçardım gökyüzünde
kanatlarım yoktu ama dünyanın her yerinde dolaşırdım
galaksiler arası yolculuk yapmışlığım bile olmuştur
büyüdükçe kanatlarımı yaktım
kanatlarımı yaktıkça uçmayı unuttum
teslimiyeti yangında kül olmak zannedip
anka kuşuna öykündü yokluğuna sebep arayan gözyaşlarım
alma varlığımın ahını diyordu ruhum
inkarında kayboluyordu zihnim
ne dünyayı kabulleniyordu
ne de kendisini ait hissediyordu yüreğim
üzerine koca koca filler çöküp duruyordu
seslensem kulağım duymazdı
ellerim tutunacak dalını kırdığım hikayelerin içinde tutunacak harf bulamıyordu
ah… dünyaya gelişime sevinip rahmini açan anam
yolculuğuma refakat eden babam
yanımdan geçen her insanda güzel kokulu çiçekler çoğaltma derdine düştüm işte
kendimi tüm meyvelerini dökmüş, yapraklarını sarartmış bir elma ağacına çevirdim
ne havva’dan ne de adem’den medet umuyordum yarın için
hepsi davut’un suçuydu işte, gökten melek indirip ikna ediyordu çirkinliğine kurbanlar adayarak
öğrenemedim işte, budha gibi yollara düşüp, peşimde yüzlerce keşiş ile günlük nevalemi çıkarmayı
bir gün daha ekleyip devam ediyorum bu ömre, 10 dakika daha geçti içimden
sarılamadan gideceğim şimdi duvar köşesine sinmiş o elleri boyalı çocuğa
her gün bir başka doğuma gebe diye hayat
tutunacak şarkılar arıyorum müzik listelerinde
kah bir isyan şarkısına, kah bir ağıta denk geliyorum sahildeki o küçük sandalın içinde
bakma böyle kelimeler dizdiğime ardı ardına
anlat deseler
içime kusup tüm cümleleri, susar bakakalırım öylece insanlara
dedim ya her gün ölüyorum, tekrar doğmak marifetmiş görünsün diye de şirinlikler çiziyorum gönlümün duvarlarına
ah deli gönlüm, seçtiklerin de yaşadıkların da hep senin derdin tasan idi
hep av oldun, avcı olmak ne haddime diyerek
vurulup düştükçe düşlerin, ben insan kalmaya yeminliyim diyerek yeniden siper ettin gövdeni senden can almaya yemin etmiş avcılara
yaşamak kadar ölmekte bir seçimdi ve
ben her gün ölmeyi ve her gün yeniden doğmayı seçtim…
53 yıl, 9 ay, 8 gün, 18 saat, 26 dakika oldu doğalı…
ya da
471378 saat, 25 dakika
ya da
19640 gün, 18 saat, 25 dakika
bitimsiz doğumlar ve döngüsü bitmeyen ölümler arasındayım özetle ey insan çocuğu
ne vardığım yerdeyim ne de ayrıldığım…
öylesine bir yokluk hikayesinde, varlık göstermeye çalışıyorum, sessiz sedasız…
Murat Tali
Kayıt Tarihi : 20.5.2025 19:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!