Gördüğüm bir rüya / Anı
Dağların eteklerindeki manzara harika görünüyor.Bembeyaz evleri,yemyeşil bahçeleri ve ormanları çok hoş bir görüntü sergiliyor.Şehrin alt tarafından geçen çay ve kenarındaki koca koca ağaçlar berrak suyuyla Munzur'u bana hatırlatıyor.Hava çok güzel ve sıcak,gökyüzü masmavi ve bulutsuz.
Şehrin kenarındaki çay ile evleri birbirinden ayıran çok yüksek duvarlar bana hemen Çin Seddi'ni ve heybetini hatırlatıyor.Sanki bütün şehir halkı bugün pikniğe gelmişler.Çayda yüzenler,sohbet edenler,ızgara yapanlar tam piknik havasını yansıtıyor,günün keyfini çıkarırcasına eğleniyorlar.Şehir ormanlarla kaplı dağların arasındaki vadilere kurulmuş.Evler 4-5 katlı olup, hep terasları bu manzaraya bakıyor.Çoluk,çocuk ve tanıdıklar çay kenarında oturmuş,kimi sohbet ediyor,kimi yüzüyor.Birdenbire çaydaki su seviyesi yükselmeye başlıyor.Bu durumu farkedince etrafıma emirler yağdırıyorum.Hemen burayı terketmemiz gerektiğini anlatırken,toparlanıyoruz.Eskiden bilirim; dağlara dolu ve yağmur yağınca sel olur ve tehlike yaratır.Evlerimize girdik ama,su seviyesi hızla yükseliyordu.Çayla aramızda yüksek duvarlar vardı.Yinede durum tehlike arzediyordu.Köşe bucak kaçanları uyararak hızla çayın karşı tarafına geçmelerini önermeye vakit kalmadan mahlesef çoğumuz geç kalmıştık.
Evlerin arasındaki sokaklar nehir gibi akıyordu.Bazı evler sel sularının etkisiyle temelden sökülmüş,sürükleniyorlardı.Biz üst katlara tırmanmaya başladık.Ne yazıkki durum hızla tehlikeli olmaya başlamıştı.Evin terasına çıktık,manzara korkunçtu! Şehrin ortasından iki nehir akıyordu.İçinde bulunduğumuz evler sallanmaya başlamıştı ve yanımda Edibe ile Sinem vardı.Bulunduğumuz terasın üstü ters döndü,duvara tosladı.Biz can havliyle yanımızdan sürüklenerek geçen yüksek duvara atladık.Bir noktada artık insan bilinçli olmayı bırakıyor,robot gibi hareket ediyor.Bizde aynen robot gibi çaresiz ve zavallı bir durumda oluyoruz.Beyin artık durmuş gibi yaptığımız her hareket bilinsizce oluyor.Bütün şehrin sürüklenen çatılarından başka birşey gözükmüyor.Sel değil,sanki çamur deryası akıyor.
Artık yapılacak birşey olmadığını farkedebiliyorum.Şehrin altından akan nehrin su seviyesi o kadar yükselmemiş olduğunu görebildim.Duvar ile nehrin arasında epey bir kara parçası var.Bir anlık tereddütten sonra yanımdakilere ''Haydi atlayın! '' diye bağırdım.Atladık.Bir baktımki biz yalnız değiliz.Tüm şehirdeki insanlar orada ve karşıya geçmek için su seviyesinin inmesini bekliyorlar.
Rahat değildim.Çoluk çocuk nerelerdeydi? Biz ne yapacaktık? Tabiat bu kadar korkunçmuydu? Göze hitabeden manzaralarıyla doğa bu kadar korkunç olabiliyor muydu? Kafamda soru üstüne soru geliyordu.Neticede Japonya'da Tsunami,Çin'de gel-git olayını hepimiz izlemiştik. ''Demekki; tabiat olayları,afetleri hiçkimse önleyemez.Belli bir noktadan sonra insanlar karıncalar gibi ya ezilir ya da suya kapılıp sürüklenir,boğulmak zorunda kalır.'' Bu tehlikelere maruz kalmamak için geleceğe yatırım yapmak,doğayı korumak için bilinçlenmek hepimiz için elzemdir.
Bu bir rüyada olsa,hala çok korktuğumu söylemeden edemiyeceğim.
Kayıt Tarihi : 10.8.2014 23:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Gördüğüm bir rüya...
TÜM YORUMLAR (2)