Ufukları gözlüyorum
Düşünürken gidip dönmeyenleri
Gidip dönmeyenleri bekliyorum
Müjdeli bir haber bekler gibi.
Gökdelenlerin cüretkâr ve çirkin silüetinde
Bakirliğini kaybetmiş gökyüzünü
Gökyüzündeki pamuk tarlalarını özlüyorum.
Nasıl da hasret kaldık
Bir avuç toprağa, bir tutam yeşile
Gözlerimize şenlik ormanlara
Çitlerle hizalanmış, parklarda mevzilenmiş
Sonbaharın tüm renklerine boyanmış
Birkaç ağaç da olmasa
Hayatımızdan çekilmiş yeşil
Çekilmiş ağaçlar
Çekilmiş abı hayat damarlarımızdan.
Nasıl da hasret kaldık insana
Kalabalık uğultulu denizlerde
Dilden kelamı gönülden selamı
Esirgemeyen ahde vefalı dostlara.
Nasıl da hasret kaldık azizim
Gözlerde başlayan aşinalıklara
Gönülden gönüle akan sohbetlere.
Çok fakirleştik azizim çok
Topraksız beton zemin
Gökyüzü istila edilmiş, dostluklar talan
Sevgi göç etmiş, göçmen kuşlarla
Bu kış nasıl geçecek azizim
Sevgililer uçup gitmiş
Kimi berzah alemine ,
Kimi uzak kıtalara …
Güneş başka mevsimlerde tutsak
Yeşilsiz mavisiz günler
Gri gökyüzüne mahkum
Sanal vuslatların eteğine tutunmuş
Geçiyor zaman, içimi acıtarak.
Göğsüm nadasa bırakılmış
Tarlalar gibi mümbit
Bir tebessüm atsan bir orman olur
Bir mutluluk ülkesi yeşerir bağrımda.
Ne olur aziz dostum
Beni sensiz bırakma.
Çocukken olduğu gibi
Uzansam yemyeşil çimlere
Gökyüzünü, güneşi
Seyretsem hayran hayran
Gökyüzündeki pamuk tarlalarına
Yine seyahat etsem.
Ağaçlarla muhabbet etsem yine
Ne olur…
2022
Salihanur Bilge
Kayıt Tarihi : 25.2.2023 16:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Modern insanı gittikçe kimsesiz ve yalnız hissettiren , doğaya, doğala ve kendine yabancılaştıran , zevksiz ve âyarı kaçmış mimariye ve çarpık kentleşmeye ithafımdır.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!