Doğanlardan ve Ölenlerden Sonra...

Necdet Arslan
1412

ŞİİR


93

TAKİPÇİ

Doğanlardan ve Ölenlerden Sonra...

Nasıl bir şeyse sevmek
Bumeranglar içinde kala kala sevdik üç can’ı
Yurt boyu
Çapaklı gözlerini
Yalpalayan tedirginliklerle aradık.
Dağlardan dönmüştük onlarla birlikte
Mayıstı günlerden
Nasıl da akardı Şarkışla’dan çelikleşen umut
Nasıl da bakardı Ankara’dan yay gibi gergin öfke.
Teslim olmak zulümdür yüreğe bu gençlikte
Aşktan daha da kutsaldı devrim
Dilimizde leyli leyli ağıtlar
Sağaltmak vardı düşleri yarınların kadim bozkırlarında
Zulüm epeyce dolduruyordu kendi avlularını
Yitmeye ad koymak hey anam hey…

Kavuşmaların yüzünü kapatmak Deniz’le
Aslan’ım…
Yalanım varsa namussuz olayım İnan...
Ki ben doğruları söylemekten geri durmamayı
Sizlerden öğrenmişim
Uysallaşmayı bir lokma ekmekle değişmeyi
Teslimiyeti alınlarına katran gibi sıvayanlara zehir zıkkım olsun yaşamak…

Yarım yüzyıl öncelerin şiirini yazıyor kalemim
Sabah loşluklarından birine düşüyor gölgeleriniz
Devrim sevdalarını sabaha ve ölümlere gönüllü gidişle
Özdeş kılabilenlerin öfkelerini resmediyorum tarihin tuvaline.

Kollarınızdaki paslı çelik kelepçeler çağın intikam şiirleridir
Nefretin kirli suları yürütülmüştür dokularından
Bu şiirle umudun kayıp halkalarını arıyorum
Iraklaşmıyorsunuz yıldız olup bilinmeyen boşluklara
Gönülleriniz dağ lalesi
Sevdayı binlerce çoğaltmak adına
Her tomurcukla yeniden gülümsemek adına
Kahrolası bataklıkları kurutmak adına
Erkeden kalkmak ve yürümek zamanıdır zifiri loşluklara

Ey Deniz’im
Uçurumlardan korkusuzca salınan Aslan’ım
Yönünü bize dönmekte olan Hüseyin’im.
Önce sevmek gerekti ölmeye yatmayı
Seve seve asılmak vardı darağacı rüyalarına
Gri kum tepeleri gibi bir sabrın aksiydi
Yüreklerinizden yüreklerimize yolladığınız
Yuvasını terk eden Yusufcuktu kahpe ilmeklere
Sarılarak…Denizdi dirençli dalgaları
Gözlerini parıldatan
Yetersiz sevdalarda İnan ‘ın yüzünde kara yağızdı başaklar
Meddi ve belki de cezirdi güneşin doğmasına yakın saatlerde
Bekleyiş uçurumlarının kenarında ölümleri beklemek…

Yüreklerimizden uçup giden üç serçe
Geçikmeyin artık …Sevmek yine sevmek ve asılarak
Şiirler yazmak için nidalarımıza
Üstüne siyah örtüler düşürmeyin granit tenlerinizin
Varıp gidin
Kızıl ve direngeç sözcükler eklemeye devrimin şiirine
Güneşi içme vakti gelmeden
Umut ve sevda içindir ki
Üç fidan on yıllardır gül açar da
Kendi mezarlarında gülümser

altımayısikibinonbeş

Necdet Arslan
Kayıt Tarihi : 6.5.2015 00:35:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay

    Mayıs bile utandı o 'altıncı' hissiyle! Niye rastlaştık diye 'üç fidan' sökülürken yerinden...
    Oysa baharın tam kendisiydi mayıs.. Güneş çalımlı doğar, maviyle öpüşürdü her sabah... Türküler geçerdi yaylalardan, bozkır en kokulu giysilerini giyerdi.. Şiirlerin de devrimci damarları kabarırdı...

    Artık o mayısın 'altıncı hissi' tuttuğundan beri ölümün soğukluğu düşüyor şafakla... Lanetlenmiş sabaha ağıt sesleri karışıyor.. Susuyor türküler, şiirler çığlık çığlığa!

    Ömrün uzunluğu neye yarar, 'rezilliğini aynada seyreden' omuzları bol apoletli, dişlerinde 'kan izleri' taşıyanlar için!
    Kendilerini 'serbest piyasada pazarlayanlar' için onurlu yaşam neyi ifade eder ki!

    Yaşın 25 olacak! Ve bir asrı sığdıracaksın, çeyrek ömre! Onurla, başın dik... Ve 'TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE' sözleri düşmeyecek dilinden, ölüme kafa tutacaksın sonsuzluğa giderken..

    Bir dönemi 'içine sığdıran' şiirini ve seni kutlarım, Değerli Necdet...

    Cevap Yaz
  • Fikri Özen
    Fikri Özen

    Üç fidan on yıllardır gül açar da
    Kendi mezarlarında gülümser

    saygı ile anıyoruz hocam,
    farklı görüşlere saygıyı hala öğrenemedik malesef,
    yüreğinize sağlık.

    Cevap Yaz
  • Naime Özeren
    Naime Özeren

    Nasıl bir şeyse sevmek
    Bumeranglar içinde kala kala sevdik üç can’ı

    O üç can ve daha nice canlar işte öyle sevmişti vatanı. Öyleden de öte... Ölümüne... Hem idam sehpalarında can verecek kadar...

    Bunu, Ulucanlar Cezaevi ziyaretimde, Deniz' in koğuşunda gezerken yaşadığım yürek sızımdan, dizlerimin bağının çözülmesinden, boğazıma düğümlenen yumruktan anladım.

    Ziyaretin son durağında onların asıldığı idam sehpası vardı. Üzerinde.'.... yılında çıkan yasayla ülkemizde artık idam cezasına son verilmiştir' gibi bir şeyler yazıyordu.

    Düşünüyorum da... İdam edilmeyip polis marifetiyle, döve döve öldürtmekten farkı ne?...

    O üç fidanı ve onların manevi kişiliğinde aynı kaderi paylaşan vatansever gençleri saygıyla, sevgiyle anıyorum. Vefalı yüreğinizi ve kaleminiz kutluyorum öğretmenim... Yarınlarda böyle şiirler yazmasın şairler diyorum. Esenlikle...

    Cevap Yaz
  • Salim Erben
    Salim Erben


    sevgili şiir dostum mükemmel bir paylaşım.
    Duygular hisler ve anlatımlar su gibi.
    aktığı bir zaman.işte o zamanın meyvesi olan.
    eseri Kutluyorum ve
    başarılarınızın devamını diliyorum.
    Selam ve saygılarımla.

    Cevap Yaz
  • İbrahim Kavas
    İbrahim Kavas

    cesareti, sevgiyi, kararlılığı, azmi onlardan öğrendik yıllar içinde. Adları hiç unutulmadı, unutulmayacak da. Yüreğine, kalemine sağlık.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (6)

Necdet Arslan