İnsanlığın ezelinden
Bugünlere getirilen
İnce bir şarkıdır
İnsanlığın acıları
Umutları / kavgaları
Birlikte yaşama
Hayal ve duyguları
Ortak değerlere
Gönülden çağrıları
Dinlerim şarkıyı
Çağları aşan kuralları
Ey insan kendin ol
Asla başkası olma
Kullara kul olma
Özgür ol hayatta
Özgür yaşa doğada
Varlıklarla saygıyla
İnsanlara sınırlar koyan
Ulaşmaktadır zorbalığa
İnsanlar eşittir doğada
Adalet yok ayrılıklarda
Adalet yok baskılarda
Zorla hükümranlıklarda
Dönüşür kullar kulluklara
Haksızlık etme canlara
Dokunma senin olmayana
Hırsızlık, gasp, yapma
Hırsızlığı yasalaştırma
Sığınma yasalar arkasına
Adalet saygıyla paylaşımda
Bireysellik bencil çıkarlarda
Olmasın çıkarlar yasalarında
Adalet yok riya ve yalanda
Gerçekler üzere olmayanlarda
Yalanın koyu karanlıklarında
Riyanın ikiyüzlü koynunda
Saygı yakışır insanlara
Dokunma ırzına namusuna
Bencil duygu ve arzularınla
Zararlı olanlar insanlara
Yararlı olamaz doğaya
Yapmamalısın insanca
Yaparsan bencil çıkarla
Ulaşırsın saygısızlıklara
Sahip çık yetime yoksula,
Fakire, yolda kalmışlara
Haksızlıklara uğrayanlara
Zulümden kurtuluşlara
Kurtarın diye yalvaranlara
Hazır ol insanla paylaşıma
Bilgini, gücünü, malını onlarla
Bunları yapabilirsen insanca
Duyumsanır insanlığın yaşamda
Okumalısın insanı, doğayı
Anlamalısın dünyayı, hayatı
Yok, edip cehaletin karanlığını
Yakmalısın gerçeğin aydınlığını
Saygısızlık ve sevgisizliği
Bencillik ve kibirliliği
Lafazanlıktaki gevezelikleri
Lüzumsuz felsefi gezintileri
Anlamsızlıktaki düşünceleri
Bırakıp aydın / yalın olmalısın
Doğallığınla ışık saçmalısın
Hiç doğayı izledin mi?
Hayat veren güneşin seyrini
Seni besleyen mevsimleri
Yanan ve yakan suyun sesini
Onun sendeki enerjisini
Yaşamındaki doğal seyrini
Her gün, standart yaptığın şeyleri
Yatmayı, uyumayı, yiyip içmeyi
Çalışmayı, düşünmeyi, dinlenmeyi
İnsanca, insanlıktaki ilişkilerini
Sağlığının senin için önemini
Hayatındaki düzenli seyirlerini
Doğanda olan seyir çizgilerini
Hiç düşündün mü bunları?
Bir an bozulduğunda olacakları?
Hiç doğayı izledin mi?
Varlıklar arasındaki ilişkileri
Toprakla enerjisini paylaşan güneşi
Gökte, yerde, varlıklarda suyun izini
Yaşamın gerçek doğal ateşini
Yakan ve yanan gazın bileşimini
Yaşamdaki paylaşım izlerini
Hiç düşündün mü?
Paylaşmazsan doğa gibi
Sevmezsen kendini
Sevmezsen gördüklerini
Ben, ben dersen bencil gibi
Yitirirsin doğal değerlerini
Hiç düşündün mü?
Her cana kıydığında
Kendi canını kıydığını
Her mala el uzattığında
Haksızlık yaptığını
Hakkı / haklı olanın
Eline / emeğine kıydığını
Ve kendi eline kıydığını
Her zorba / zorbalığında
İnsana kulluk yaptırdığını
Nefsine kul / köle olduğunu
Hiç düşündün mü?
Bireyciliğinde sınırlandığını
Toplumculuğunla sınırladığını
Evrensel yaşamın doğallığını
Kendi kendine bencilce yıktığını
Hiç düşündün mü?
Gerçeklik doğallıktır
Kullara kul olmamaktır
Tanrının temel yasasıdır
Tanrıya isyan ve aykırılık
Doğa / doğallık dışı kalmaktır
28.04.2007 - İzmir
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 28.4.2007 09:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerinde niye tanrı kullanıyorsun?
Değerli kardeşim,
Biliyorsun, Rabbimin katında insanların konuştuğu dillerin kutsallığı yoktur.
Dil kullanma yeteneğini Rabbim insanlara bir nimet olarak vermiş ve onların aralarında anlaşabilmesi için bir araç olarak görmüştür. Rabbim aynı aracı, yani dili kendisiyle insanlar arasında da kullanmıştır.
Nitekim Rabbim gönderdiği bütün peygamberlerle, kavimlerin dilleriyle hitap etmiştir. Ayrıca kendi katından bir dil önerip, Rabbinizin dili şudur deyip, onunla din göndermemiştir. İbranice konuşana İbranice, Arapça konuşana Arapça olarak vahiylerini göndermiştir. Yine biliyoruz ki, yüz binlerce değişik kavimlere peygamber, nebiler, elçiler gelmiş olup, her seçilene Rabbim kendi dilleriyle hitap etmiştir. Bütün bunların böyle olduğunu biliyoruz. Anlıyoruz. Kabul ediyoruz.
Ancak tarihimizde görülmüştür ki, özellikle Yahudiler, hem kendilerini üstün ırk görmüşler, hem de kendilerine gönderilenlere karşılık, İsa’ya ve Muhammed’e (s.a) gönderilenleri ret ederken, kendilerinin Allah tarafından seçilmiş bir ırk olduklarını ifade etmişlerdir. Bu bağlamda İsrail oğullarının kaynaklarında cennetin dili İbranicedir gibi bir saçma düşünce türetilmiştir. Elbette bu iddiaya karşılık Müslümanların bazıları da, hayır cennetin dili Arapçadır, çünkü son peygamber Araplardan, son kitap Arapça olarak indirilmiştir demişlerdir.
Hâlbuki Allah kitabında, “siz başka bir dille kitap gönderdik onun için anlayamadık demeyesiniz diye, size kitabımızı açık bir Arapça ile gönderdik” demektedir.
İlk kitabımın önsözünde belirttiğim gibi, Çetin Özdemir kardeşimin kitap üstündeki fotoğrafı çekip, benden artık şiirlerimi kitaplaştırmamı istediğimde, aynı zamanda antolojiye de kaydet orada ilk tepkiler nasıl olacak gör demiştir. Şiirlerimi antolojiye kaydetmeden inceledim. Gördüm ki, her türlü fikirde insan yazıyor. Alanı çok geniş, sadece ülkemizle sınırlı değil. Bütün dünyayı kapsıyor. Bunu görünce, kendime hitap alanı olarak dünyayı ve bütün insanları seçtim. Türkçe yazdığım şiirlerimi, Türkiye’deki ve dünyadaki bütün Türklerin fikirleri ne olursa olsun okuyacağını varsayarak, ifadelerimi tamamı ile Türkçeleştirdim.
Bildiğin gibi, ilah=tanrı kelimesiyle eş değerdir. Doğru yanlış kuranda ifade edilen ilah kelimesiyle, Türkçede ifade edilen tanrı kelimesi eş anlamdadır. Kaldı ki, kurandaki ilah kelimesi, yaratıcı, yaratan gibi ifadeleri kapsamamasına rağmen, tanrı kelimesi, hem yaratıcı, hem yaratan, hem de ilah kelimelerinin anlamlarını kapsıyor. Bugün dinden uzak olan kimseler tanrı ifadesiyle, üç anlamı, yaratıcı, ilah, yaratan anlamlarını anlıyorlar.
Rabbim kuranda ilah kelimesini Allah kelimesinden çok kullanmaktadır. İlah=hükümran olan, otorite sahibi, yasa koyucu anlamlarını taşımaktadır. Bu gün Türkçede ifade edilen tanrı kelimesi de aynı anlamları kapsamaktadır.
Rabbim ilah kelimesini kendisi için kullanırken, kendisi dışında ilah kabul edilen bütün varlıklar içinde kullanmıştır. Bunu biliyorsun.
Benim gördüğüm, Rabbimin dilleri kutsamaması doğrultusunda, mesajın net, anlaşılır ifade edilebilmesi için, insanların genelinin konuştuğu dil üzerine tebliğini gerçekleştirdiğidir.
Ben bu gün, dinden şöyle veya böyle uzak yaşayanlara dini onların anlayacağı şekilde kendi konuştukları dille şiirlerle tebliğ ediyorum. Bu güne kadar 430 civarında şiir kaydettim. Her birinde değişik ve benzeri konular üzerinde, her türlü fikir sahibine hitap edecek tarzda kültürümü kullanarak inançlarımı ifade ediyorum. Bu yaptığım, Rabbimin vahiy gönderirken izlediği yoldur.
Rabbim dilleri kutsamadığı gibi, bende hiçbir dili kutsamıyorum. Beynimde yeteri kadar dil bilgisi olsa, Fransızca, İngilizce, Rusça, Japonca, Çince veya daha niceleri olsa, her biri ile şiirlerimi yazarım.
Zira yazmaktaki amacım, bu güne kadar bende oluşmuş bilgileri insanlara vermektir.
Diğer taraftan, özel siteme girdiysen görmüşsündür. Orada kuran çalışmalarım var. Kuran çalışmalarında mümkün olduğu kadar orijinal kelimelere bağlı kalıyorum. Zira kuran çalışmalarını kim okursa okusun, ona kuran diye yaklaşıyor ve bilinçaltı saygı gösteriyor.
Sevgiler..
(Not: Bazı arkadaşların hassasiyeti üzerine kaleme alınmıştır)
Neden bu ısrar?
Rabbimizin 99 ismi varken?
Neden Tanrı der durursunuz?
Neden?
.
Elbette ki, tercih hakkı tanınsa idi;
Ve sevipte yazmamak mübah olsa idi,
Vallahi yazmazdım...
.
99 ismi var Allahımın
TANRI inan 1'i değil,
İnadına yazıp durma;
-Ahirzaman Ümmetiyiz!
.
Saygılarımızla.
.
Vesselam
Sadece
Bu değerli çalışmanızı ve sizi kutlarım.
TÜM YORUMLAR (22)