görür gibiyim
okyanus dibinde
güneşin bağdaşını
özler gibiyim
yağmur sonrası
toprağın kokusunu
süzer gibiyim
gece yarısı
..
sonbaharda yapraklar dökülür
soyunur doğa
yeni bir mevsimin görüntüsü
yansır yeryüzüne
insanın yüreği sızlar
yeşilin gidişiyle
on kasımda ağrı girer
yurdun yüreğine
gözyaşları dökülür
ulus öksüzdür
..
yüreğim sönmüş yanardağ
ne zaman alevlenir
yolunmuş bir gül
mahrum bırakılmış fikir
kelepçelenmiş el
doğa canlılara cömerttir
ona ihanet diriltir
kaplar lavlar bedenimi
beni zamansız eritir
..
bakın yine çatmışlar kaşlarını
darıltmışlar bulutları
zevk alıyorlar onları ağlatmaktan
doğa düzenidir belki
birisi ağlayacak öteki sevinecek demek ki
..
Yağmurla gelir hızlı rüzgâr demeti
Başlamış toprağın güneşe hasreti
Yiyecek hazırlanır kavanozlarda
Köyümüzün kentimizin hep âdeti
Toprak üstüne beyaz çarşaf örtünmüş
Sarı yapraklar altında kalıp ölmüş
Çekilmiş bütün canlılar dinlemeğe
Arılar çiçekler birbirine küsmüş
..
güzeller arıyorum sunalı göllerde
şöyle simsiyah bir bulut yokken göklerde
uzun dallı söğüt gölgesinde
sazanlar sıçrıyor gözlerimin önünde
allı pullu semiz etli
atmaca göz koymuş süzülüyor üstünde
aradığım güzeller bir arada
suna gölde atmaca havada
sazan derinliklerde söğüt toprakta
doğa tespih gibi sıralamış
..
doğa ders çalışma masam
zil çalınca derse girerim
rüzgar yağmur dolu sis kar
gerçek öğretmenlerim
sevinç hüzün düşünce
bunlardan öğrendiklerim
kahkahalar gözyaşları derine dalış
sorulara cevap verdiklerim
güneş ay ve yıldızlar
masamda gördüklerim
..