SONBAHAR
İnsanların içine çekilmeye başladığı zamanın adıdır...
Sokakların süslü püslü insanlarla dolmasının bitmeye başladığı, deniz kıyılarında renk renk mayoları ile ayakları kumların içinde gezen, suyun içinde neşe ile kahkaha ile oynayan insanların kıyılardan, denizlerden çekilmeye başladığı zamanın adıdır sonbahar. Dağ da, bayır da, kır da, rengarenk ufaklı büyüklü ağaçların, mis gibi kokan çiçeklerin arasında ailecek gezinmelerin, aşıkların kutu köşede ufak tefek oynaşmalarının yavaş yavaş son bulduğu, hayvanların, kuşların huşu içinde oradan oraya koşuşturup, uçuştukları, insan sesliliğine kendi seslerini de katarak, bir birlerine eşlik etmeye devam etmeye son vermeye başladıkları, yavaş yavaş doğadan çekilip kendi dünyalarına, kendi dört duvarlarına dediğimiz, hani o kavuran yaz sıcaklarında içerisinde kapı, pencereleri açık oturduğu, bazen balkon sefaları yaptıkları, çayların, kahvelerin hatta yemeklerin yenildiği o balkondan çekilip kapısını penceresini sıkı sıkı kapattıkları evlerinin içine çekildiği zamanın adıdır sonbahar...
Doğanın dinlenmeye başladığı, yeşilden, beyazdan, maviden, kırmızıdan, sarıdan ağır ağır gri'ye dönmeye başladığı, Üstünde yapraklarının arasında kuşların uçuştuğu, altında, gölgesinde insanların serinlemeye çalıştığı ağaçların, rüzgara, yağmura ve zamana yenilerek yeniden doğmak için yapraklarını dökmeye başladığı zamanın adıdır sonbahar. Doğanın da tıpkı insanlar gibi, hayvanlar gibi içine çekilmeye başladığı, kendi sesleri ile baş başa kalmaya başladıkları zamanın adıdır sonbahar...
KIŞ
İnsanların ve tüm tabiatın tam içine çekildikleri zamanın adıdır...
Artık sokaklarda süslü püslü elbiseleriyle yavaş yavaş dolaşan insanlar yerine, üstlerine kat kat giydikleri elbiseleri, atkıları, bereleri, eldivenleri yağmur zamanında ellerinde şemsiyeleri ile insanların bir yerden bir yere giderken keyfini çıkartarak gitmeleri yerine hızla bazen koşuşturarak, fazla üşümeden, ıslanmadan gitmeye çalıştıkları zamanın adıdır. Fakirin dert yandığı, ay sonunu nasıl denkleştireceğinin hesabını yaptığı, zenginin keyif çatmaya devam ettiği zamanın adıdır. Sokaklardan insan seslerinin. özellikle çocuk seslerinin, hayvan seslerinin çekildiği, parkların bahçelerin yalnız kaldığı, içindeki oyuncaklarda artık çocukların oynayamadığı anne baba gibi büyüklerin banklarda oturup çiğdem çitleyemedikleri. bir birleri ile tatlı tatlı konuşup, ufak çaplı da olsa dedikodu yapamadıkları, doğanın sessizliğe çekildiği zamanın adıdır. Hayvanların ortalıkta pek gözükmediği, özellikle göçmen kuşların daha sıcak yerlere gitmek için o bölgeyi, o tabiatı terk ettiği zamanın adıdır kış. Artık sahiller sessiz, sahildeki kumların ve deniz suyunun insansız kaldığı zamanın adıdır kış. İnsanların dört duvar dedikleri evlerinde birbirleri ile baş başa yaşamaya başladıkları zamanın adıdır kış. Doğanın tam dinlenmeye başladığı, toprağın yağmur suyu ile beslenmeye, üstüne yağan kar'ı yorgan gibi kullanarak yeniden uyanacağı o bahar ışıklarına kadar derin bir uykuya dalıp, tabiatın kendisini beslemesine izin verdiği zamanın adıdır kış. Gökyüzünde dolaşan hani hep bembeyaz görmek istediğimiz, pamuk tarlasına benzeyen bulutların, bütün bahar dönemi boyunca, yaz dönemi boyunca sıcaklıktan karada oluşan su buharlarını çekerek bünyelerinde topladığı ve orada suya dönüştürdükleri adına yağmur dediğimiz suları, bazen kar'a da dönüştürerek karaya geri verdiği zamanın adıdır kış....
İNSAN
Kendilerine her şeyi hak görenlerin oluşturduğu topluluğun içindeki bireylerin ortak adıdır insan. Doğayı, tabiatı üç kuruş fazla para kazanmak için katleden, yakıp, yıkan, parçalayan, denizdeki canlılara bile zarar vermekten kaçınmayan canlıların adıdır insan. Kendi sesinden başka sese tahammül gösteremeyen. Hatta çoğu zaman kendi cinslerinin seslerini bile duymak istemeyen, birbirlerini bile anlamayan, anlayamayanların adıdır insan. Nankör, kendini beğenmiş, kendini her şeyin hakimi gören canlıların ortak adıdır insan. Ah....! Bazılarınızın ''Ben öyle değilim, her insan aynı değildir'' dediğini duyar gibi oluyorum. Haklısınız hem de sonuna kadar ama su doldurduğunuz testi çatlaksa ne yaparsanız yapın o testi önce su sızdırır, sonra er geç kırılır. Doğayı canlıları koruyamıyorsak. onlara ses olamıyorsak. Doğanın katledilmesine ses çıkaramıyorsak, engelleyemiyorsak, o kötü insanlardan ne farkımız var. Sorun kendinize ve içimize çekilmeye başladığımız şu zaman diliminde önce kendinizi sonra diğer insanları ve yapılanları sorgulayın. Kendi yanıtınızı bulun. İnsan ne kadar kötü olabilir onu sorgulayın. Bırakın diğer canlıları kendilerinden olan canlıları bile gözünü kırpmadan katleden canlıların adı değil midir insan?
Sorgulayın lütfen...
Daha kaç cana mal olacak insan olabilmek, insan kalabilmek. Sorgulayın lütfen o kadar zor mu doğayı canlıları insanları sevip kollayabilmek, doğaya düşman yerine dost kalabilmek...
Cana can katmaya çalışan tüm sevgi dolu insanlara selam ve sevgilerimle...!!!
Yüksel ŞEKER
Yüksel ŞekerKayıt Tarihi : 12.11.2021 07:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!