; pencerenin nemini geceden gelen
bir dudağın dişisinden al
murat kendinin kurduğu köprüden kalma bir sancıda
doğurur annen gibi bir tırnak acısı ile…
Düştüğün ses kadar azizdesin.
; çıkmadı hiçbir çocuğun; “öyle garip, öyle mahzun” (suz)
karelerin acınası foto(şut) larından.
elleri kadar nasırlıdır yüreği annenin,
annen şimdinin yeşermesi bir dağ değildir
değildir ki! çocuklarının yüzleri kirdendir…
Geldiğin zaman kadar ezberdesin.
; heyben, kayadan oyulmuş bilgedir
sıratın, mahşer gününden önce kurulmuş bir tarih
sorulmadık hiçbir kadın kalmadı kavminden
hangisindensin diyedir bu telaş bu kaygı
oysaki ellerinde yazılıdır akıttığın;
göbeği kesilmemiş bir bedenden,
çobanın güttüğü kavalsız bir hüzün…
Açılmış kuyular kadar ezgilerdesin.
; vuruyor tokmağı, düşürüyor geriye kalan celplerini
her vurduğunda öldürmüyor hiçbir çocuk kederini
üzerindeki öpmeleri aktığın yere kadar bırak
pencerenin neminde annenin çizdiği oyun,
oyunun koşturduğu kara lastik ayakkabının mezar kadarlığı…
Terlettiğin yollar kadar ömürdensin.
24/06/09
İlhan İlboğa
İlhan İlboğaKayıt Tarihi : 28.6.2009 12:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!